Güncel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Güncel Paylaşım etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

17 Ocak 2020 Cuma

Yargıdan FETÖ'cü için Papatya Falı

Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi (İstinaf Mahkemesi) önceki gün verdiği kararla, FETÖ davasında “anayasal düzeni ihlal”den müebbet cezası verilen eski korgeneral Metin İyidil’i beraat ettirerek tahliyesine hükmetti. 21. Ceza Dairesi ise dün akşam bu kararı kaldırdı ve İyidil hakkında yakalama kararı çıkarttı.



Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi, 14 Ocak günü eski Korgeneral Metin İyidil’in beraat ve tahliyesine karar vermişti. Daire kararında “Tutukluluk hallerinin devamına ilişkin kararlara karşı 7 gün içerisinde Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi nezdinden itiraz” edilebileceği belirtildi. Kararda, verilen beraat kararına ilişkin olarak da Yargıtay’a itiraz hakkı bulunduğu ifade edildi. Ankara Bölge Adliye Mahkemesi Cumhuriyet Başsavcılığınca verilen karara itiraz edildi. İtiraz üzerine Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesi verdiği kararın doğru olduğuna hükmederek, dosyayı üst mahkeme konumunda olan Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi’ne gönderdi.

KAÇMA ŞÜPHESİ VAR

Dosyayı inceleyen Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 21. Ceza Dairesi, 20. Ceza Dairesinin verdiği kararın kaldırılmasına hükmetti ve İyidil’in tutuklanmasına karar vererek hakkında yakalama kararı çıkarttı. Kararda özetle şöyle denildi:

“Sanığa isnat edilen suçların vasıf ve mahiyeti, CMK’nın 100/3-a maddesi kapsamında kalan suçlardan olması, ilk derece mahkemesinin mahkumiyet hükmüne dayanak yapılan tanık anlatımları ve diğer deliller, eylemlerin niteliği, tutuklama tarihi, hükmün henüz kesinleşmemiş olması, sanığa isnat edilen suçların gerektirdiği cezalar ile kaçma şüphesi gözetilerek, sanığın tutuklanmasına...”

İKİ MAHKEME KARŞI KARŞIYA

İstinaf mahkemesi, ilk derece mahkemesinin ceza gerekçelerini de tek tek eleştirmişti. İstinafın bazı itirazları şöyle:

TANKLARI YÜRÜTMESİ

İlk derece mahkemesi: Darbe girişimini bastırmak isteyen bir subayın, darbeye katılmış Etimesgut Zırhlı Birlikler’den hangi amaçla olursa olsun tank veya personel çıkışına mani olması gerekirdi. Metin İyidil, henüz darbe girişimi tamamen bastırılmamışken 4 tank çıkarma çabasına girdi. Bu, darbeye teşebbüste icrai harekettir.

İstinaf Mahkemesi: Sanığın, 4 zırhlı askeri araç çıkarma çabasının, emir komuta zinciri içinde gerçekleştiği ve darbeye katkı değil, darbeciler tarafından Akıncı Üssü’nde alıkonulan komutanların kurtarılmasına yönelik olduğu anlaşılmıştır.

MİT YAZISI

İlk derece mahkemesi: Darbeci Mehmet Partigöç’ün kasasında bulunan belgeler arasında Metin İyidil hakkında Paralel Devlet Yapılanması (PDY-PÖ) mensubu olduğuna dair iddiaların bulunduğunu belirten MİT Müsteşarlığından 23 Haziran 2015 tarihinde Genelkurmay Başkanlığına gönderilen “Çok Gizli Kişiye Özel” ibareli yazı yer almaktadır.

İstinaf Mahkemesi: 23 Haziran 2015’te Genelkurmay’a gönderilen yazı somut bilgi ve belgelere dayanmamaktadır, soyut iddialardan ibarettir.

DARBECİLERLE GÖRÜŞME

İlk derece mahkemesi: Metin İyidil’in 15 Temmuz’dan iki gün önce Polatlı darbe davasında darbe suçundan cezalandırılan eski generaller Osman Ünlü ve Murat Aygün ile yüz yüze görüşmesi, yine Ünlü ile 15 Temmuz gecesi çok sayıda telefonla görüşmesi darbeye teşebbüs eyleminin gerekçeleri arasında yer almaktadır.

İstinaf Mahkemesi: İyidil’in 13 Temmuz’da Polatlı’ya giderek darbeci generallerle görüşmesini darbeye hazırlık mahiyetinde olduğunu kabul etmek mümkün değildir. 15 Temmuz gecesi Osman Ünlü ile yapılan telefon görüşmesi ise darbe girişiminden vazgeçirmek içindir.

BİRLİKTE HAREKET ETTİ İDDİASI

İlk derece mahkemesi: İyidil darbe girişimi sırasında görevde bulunduğu halde komutanlığını yaptığı birliğe gitmedi. Ayrıca EDOK’a bağlı Isparta Eğirdir Dağ Komando Eğitim Merkezi Komutanı olarak görev yapan ve Harbiyelileri Eğirdir’den Ankara’ya sevke çalışan Metin Akkaya ile çok sayıda telefon görüşmesi yaptı.

İstinaf Mahkemesi: İyidil’in sanık Metin Akkaya ile yaptığı telefon görüşmelerinin amacı, darbeye kalkışanları vazgeçirmeye yönelikti. Bu görüşmelerin darbeye destek olmak amacıyla yapıldığını kabul etmek mevcut delillerle örtüşmez.

SOYUT KAVRAM UYARISI

İstinaf Mahkemesi, kararında ayrıca “Sanıkların eylemleri değerlendirilirken ‘hayatın olağan akışı’ gibi soyut ve belirsiz bir kavram yerine, FETÖ/PDY silahlı terör örgütünün yapısı, failin konumu, eylemlerin gerçekleştiği zaman dilimi gibi daha somut kavramlar dikkate alınarak değerlendirme yapılması gerekmektedir” dedi.

Kaynak: Hürriyet

14 Ekim 2019 Pazartesi

HSK’nin Göreve İade Ettiği Savcı, FETÖ Üyeliğinden Ceza Aldı

Hakimler Savcılar Kurulu (HSK) tarafından ihraç edildikten üç ay sonra görevine iade eden savcı Semih Kır’a “FETÖ üyeliği” suçundan altı yıl üç ay hapis cezası verildi. Samsun Vezirköprü’de başsavcı vekilliğine kadar yükselen Kır, tekrar açığa alındı.



Semih Kır 2016 yılında Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcısı olarak görev yaptığı sırada FETÖ ile irtibatı olabileceği gerekçesi ile görevden uzaklaştırıldı. 13 Şubat 2017 tarihinde HSK tarafından meslekten çıkarılan Kır, 8 Mayıs 2017’de HSK tarafından göreve iade edildi.

HSK’nin hakkındaki görüşünü değiştirmesinin ardından Kır Samsun’a atandı. Vezirköprü Cumhuriyet Başsavcılığı vekilliğine kadar yükselen Kır hakkında bu süreçte Gaziantep 8. Ağır Ceza Mahkemesinde, “FETÖ üyeliği” suçundan dava açıldı.

EVİNDE FETULLAH GÜLEN CD'Sİ ÇIKTI

Yargılandığı davada savunma yapan Semih Kır suçlamaları reddetti. Kır, ihraç edildiğini ancak daha sonra göreve geri döndüğünü belirtti. Evinde bulunan Fetullah Gülen’in şiirlerinin bulunduğu ses dosyası ilişkin de beyanda bulunan Kır, “Dijital incelemede 13-14 tane CD çıkmış. Birçok kayıttan sadece 3 parçada isim kayıtlarında Fetullah Gülen geçiyor. Diğer ikisi de ilahidir” dedi.

ÖRGÜT EVİNDE KALIRDI

Davada ifadesi alınan dört tanık ise Semih Kır’ın üniversite yıllarında ve staj döneminde örgütün evlerinde kaldığını belirterek Kır’ın 17-25 Aralık operasyonlarından sonrada örgütle bağlantısını sürdürdüğünü öne sürdü. Kır ise tanıkların iddialarını yalanladı.

KARAR ÇIKINCA YENİDEN AÇIĞA ALINDI

Mahkeme heyeti 17 Eylül tarihinde dosyayı karara bağladı. Semih Kır, “Silahlı örgüt üyelisi olmak” suçundan altı yıl üç ay hapis cezasına çarptırıldı. Kır’a hakkında ayrıca yurt dışına çıkış yasağı konuldu. Mahkeme heyetinin bu kararının ardından Kır, yeniden açığa alındı.

Kaynak: Cumhuriyet

10 Ağustos 2019 Cumartesi

FETÖ'cülere Ödül Gibi Cezalar

Güvenlik güçleri ve yargı, PKK, FETÖ gibi örgütlerle amansız mücadele verirken bazı mahkemelerin kritik teröristleri tahliye etmeleri veya suçla orantısız az ceza vermeleri dikkat çekiyor. Son olarak FETÖ’nün MİT’e sızdırdığı İdris Karagöz’e “casusluk”tan değil de sadece örgüt üyeliğinden ceza verilmesi tartışmaya yol açtı.


Teröre koridor açacak kararlardan ikisine Anayasa Mahkemesi (AYM) imza attı. AYM, 2016 yılında hendek-çukur olaylarında şehirleri yıkan, 793 asker-polisi şehit eden teröristleri destekleyen, güvenlik güçlerini katliam yapmakla suçlayan akademisyenleri akladı. AYM, terör destekçiliğini ifade özgürlüğü saydı, terör destekçisi akademisyenlere tahliye kapısını açtı.

AJANLIĞA YOL VERDİ

AYM’nin diğer kararı da ajanlığa yol verdi. “PKK ve FETÖ propagandası yapmak”, “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik”ten yargılanan Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel’in bireysel başvurusunu değerlendiren AYM, bu dosyada da Yücel’i akladı. AYM, tutuklamanın hukuki olmadığı iddiasıyla Yücel’in ‘’kişi hürriyeti ve güvenliği’’ ile ‘’basın ve ifade özgürlükleri’’nin ihlal edildiğine hükmetti.


HSK’DAN TUHAF ADIM

Diğer bir skandal karara da Hâkimler ve Savcılar Kurulu (HSK) imza attı. Osman Kavala ve arkadaşlarının yargılandığı Gezi davasına bakan İstanbul 30. Ağır Ceza Mahkemesinin başkanını başka bir mahkemeye atayan HSK, yerine daha önce Osman Kavala’nın tahliyesi yönünde oy kullanan üye Hâkim Mahmut Başbuğ’u başkan yaptı. İtirazlar üzerine skandal kararından geri adım atan HSK, yeni heyet teşkil etme kararı verdi.

500 PİLOTA ÇÜRÜK VERDİ TAHLİYE OLDU

FETÖ’nün GATA yapılanmasına yönelik hazırlanan iddianamede adı 500 pilotu çürük göstererek Hava Kuvvetlerine girmesini engelleyen kişi olarak geçen eski kardiyoloji doktoru Şevket Balta tahliye edilmişti. Hakkında “FETÖ mensubu olmayan bir kişiye bile geçit vermeyen birisidir. Yaklaşık 500 pilotun ayrılmasına neden oldu.” şeklinde ifade verilen Balta’nın tahliye edilmesi gerek çok sayıda mağdur, gerekse kamuoyunda tartışmalara neden oldu.

23 ARANMAYA BERAAT

FETÖ’nün TSK’daki kriptolarının deşifre olmasına yönelik yürütülen “ankesörlü telefon” soruşturması kapsamında hakkında silahlı terör örgütüne üye olmak suçu kapsamında 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis talebiyle dava açılan Teğmen A.Y. hakkında Muğla 3. Ağır Ceza Mahkemesi tartışılan bir karara imza attı. 23 Ekim 2013-28 Kasım 2015 tarihleri arasında 26 kez ardışık şekilde ankesörlü telefon hattından arandığı tespit edilen A.Y. beraat etti.

BYLOCK’ÇUYA TARTIŞMALI KARAR

Tepki çeken kararlardan biri de eski Cumhurbaşkanlığı Sağlık Müdürü Sedat Caner hakkında verilen hüküm. Ankara 4. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından örgüt üyeliğinden 7 yıl 6 ay hapis cezası verilen Caner, yurtdışı çıkış yasağı konularak tahliye edildi. Aynı zamanda ByLock kullanıcısı da olan Caner’in FETÖ’nün tepe yönetimindeki Tuncay Delibaşı ve Hamdi Akın İpek ile yoğun telefon görüşmesi ve mesaj trafiği tespit edilmişti.

İPEK’İ KAÇIRDI 8 YILLA YIRTTI

FETÖ’cü Akın İpek’e yapılacak operasyonu emniyet ve yargı kaynaklarından önceden öğrenip İpek’e bilgi uçurarak firar etmesini sağlayan örgütün yargı imamı Mehmet Rasim Kuseyri de silahlı terör örgütü üyeliği suçu kapsamında sadece ve sadece 8 yıl 1 ay hapis cezasına çarptırıldı.

FETÖ’CÜLER AKLANIYOR

Yılbaşından beri özellikle FETÖ davalarına bakan mahalli mahkemelerden ilginç kararlar geldi. Bazı mahkemeler örgüt yöneticileri, kumpas davalarıyla kamu düzenini altüst eden hakimler, darbeci askerler ve MİT’e sızan FETÖ’cüleri ya akladı ya da alt sınırdan cezalar verdi.

Kamuoyunun tepkisini çeken kararlar arasında, 15 Temmuz’da FETÖ’nün TSK’daki yapılanmasının adeta taşlarını döşeyen Balyoz davası hakimi Ömer Diken’e verilen cezada uygulanan iyi hal indirimi dikkat çekiyor. Diken, ilk olarak terör örgütü üyeliğinden 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Terör suçundan dolayı cezayı arttırıp 15 yıla çıkartan mahkeme heyeti, takdiri indirim uygulayıp, Ömer Diken’e 13 yıl 4 ay hapis cezası verdi.

DARBECİLERİN ÖNÜNÜ AÇTI

Yine Balyoz davasında görev alan, hakkında 3 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istenen eski Savcı Savaş Kırbaş da silahlı terör örgütü üyeliği suçu kapsamında 10 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Darbe girişimine katılan TSK’daki kadroların önünü açmak için tasfiyelere önayak olunan davada yer alan Kırbaş, darbe suçlamalarından ise fiilen katılmadığı gerekçesiyle beraat etti.

CASUSLUKTAN BERAAT

Tartışma oluşturan kararlardan biri de MİT Müsteşarı Hakan Fidan’ın eski özel kalem müdürü olan ve 15 Temmuz darbe girişiminden sonra ihraç edilen İdris Karagöz’e verilen ceza oldu. Karagöz yargılandığı Ankara 23. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından silahlı terör örgütü üyeliği suçundan 8 yıl 1 ay 15 gün hapis cezasına çarptırıldı. MİT’in başında bulunan ismin özel kalem müdürlüğünü yaparak üst düzey birçok toplantı ve bilgiye vakıf olan bir pozisyonda çalışmasına rağmen Karagöz, casusluk ve anayasal düzeni ihlal suçlarından beraat ettirildi.

KUMPASIN CEZASI BU MU?

Ergenekon, Balyoz, Askeri Casusluk gibi dava ve soruşturmaların yürütüldüğü dönemde başta Zekeriya Öz, Cihan Kansız, Fikret Seçen olmak üzere örgüt mensubu savcı ve hakimleri koruyan eski HSYK 2. Daire Başkanı Nesibe Özer’e verilen ceza da çok tartışıldı. Özer’e Yargıtay 9. Ceza Dairesi tarafından örgüt üyesi olmak suçundan 11 yıl 3 ay hapis cezası verildi.

YARGITAY İMAMINA İYİ HAL!

FETÖ’nün Yargıtay grup yapılanmasında grup sorumlusu olan eski Yargıtay üyesi Mustafa Kemal Tepedelen’in aldığı ceza da tartışmalara neden oldu. Yargıtay’daki hücre yapılanmasında yer alan ve ByLock kullanıcısı olduğu tespit edilen Tepedelen’e verilen ceza terör örgütü üyesi olmak suçundan önce 12 yıla çıkarılırken, duruşmadaki iyi hal ve tavırları nedeniyle 10 yıla düşürüldü.

BYLOCK’ÇU KOMİSERE TAHLİYE

Şikede kumpas davasında yargılanan komiser Soner Koç, polis memurları Haşim Gülal, Mehmet Aslan ve Kemal Atılgan’ın geçtiğimiz aylarda adli kontrolle tahliye edilmesi de tepki çeken kararlar arasında... Kararda ayrıca ByLock kullanıcısı da olan sanıkların tahliye edilmesine gerekçe olarak “Aziz Yıldırım’ın yargılandığı dosyanın Yargıtay’dan dönmemiş olması” gösterildi.

Kaynak: YeniŞafak

Not: “memurlar.net” adlı site önce bu habere sitesinde yer vermiş ancak her nedense daha sonra kaldırmıştır. Bkz. https://www.memurlar.net/haber/846268/span-class-keyword-feto-span-culere-odul-gibi-cezalar.html

3 Mart 2019 Pazar

İnkârda Sınır Tanımayan FETÖ'cü Hain Eşini de Unuttu!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin İstanbul'daki “ana darbe” davasında 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan eski kurmay albay Müslüm Kaya, inkâra o kadar alıştı ki mahkeme başkanının “Ayşegül Kaya'yı tanıyor musun?” sorusunu “Tanımıyorum” cevabını vererek eşini bile inkâr etti!



FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatı bulunan eski Kurmay Albay Müslüm Kaya, AKOM, İstanbul Büyükşehir Belediyesi Lojistik Destek Merkezi, Taksim ve TRT'nin işgal edilmesi için birçok darbeci askeri görevlendirdi. Birçok vatandaşın yaralanması ve şehit edilmesinin azmettiricisi olan Kaya, darbe girişiminin başarısız olmasının ardından firar etti.

Kaya yine kendisi gibi darbeci olan eski Albay Nebi Gazneli ile birlikte Konya'da yakalandı. Darbeci albayların gizlenmesine yardımcı olan Nebi Gazneli'nin kardeşi Ömer Gazneli de gözaltına alındı.

Yakalanan darbeci askerlerin 6 Ağustos 2016'da Konya'ya geldikleri, Ömer Gazneli tarafından başkasına ait kimlikle kiralanan evde kaldıkları, söz konusu tarihten yakalandıkları 15 Ağustos'a kadar dışarıya çıkmadıkları, ihtiyaçlarının Gazneli tarafından karşılandığı tespit edildi. Darbeci askerlerin tabancaları da evin bahçesinde gömülü halde bulundu.

Mahkemedeki savunmasında darbe girişiminin ertesi günü teslim olmayı düşündüğünü, ancak medyada görüntüleri izleyince bunu ertelediği yalanını söyleyen Kaya'nın, Mısır'a kaçmaya çalıştığı tespit edildi.

MAHKEMEDE İNKAR ETTİ, WHATSAPP MESAJLARI GERÇEĞİ ORTAYA ÇIKARDI

Darbeci Kaya, FETÖ'nün 15 Temmuz darbe girişimi sırasında aktif rol alarak birçok vatandaşın şehit olması veya yaralanmasında talimatları bulunan diğer darbeci sanıklar gibi elde edilen görüntü, WhatsApp mesajları, tanıkların teşhis ve anlatımlarına rağmen savunmasını “inkâr politikası” üzerine kurdu.

Cezaevine girdikten sonra örgüt talimatı çerçevesinde inkâr yolunu seçen sanık Kaya'nın mahkemedeki savunmasında öne sürdüğü tezler, kanıtlanan delillerle çürütüldü.

Mahkemedeki savunmasında, komutanlarının emri üzerine evinden kışlaya gittiğini öne süren Kaya, “Emre mutlak itaat, prensibi ile verilen emri yerine getirip kışlaya gittim. Tuzağa çekildiğimi düşünüyorum. Önüm tıkanmış oldu.” ifadelerini kullandı.

Kaya'nın 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin hiçbir emir ve talimat vermediğini, olayın mahiyetini öğrendikten sonra alay komutanına kışlada hazır bekleyen unsurların istirahate, dışarı çıkan birliklerin ise geri çekilmesi yönünde tavsiyelerde bulunduğu yönündeki beyanların yalan olduğu WhatsApp mesajlarıyla ortaya çıktı.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, emir ve talimat vermediği yalanını söyleyen sanık eski Kurmay Albay Müslüm Kaya'nın 15 Temmuz 2016'da saat 21.29'dan 16 Temmuz saat 05.46'ya kadar “Yurtta Sulh Biziz” adlı WhatsApp grubunda yazdığı 84 mesajdan bazıları şöyle sıralanıyor:

21.56.56: AKOM kontrol altına alındı. Çok acil havacıların teknik ekibini istiyorlar. Görüntü izlemeyi kesmek için...
22:36:51: Lojistik Destek Üssü kontrol altına alındı. Yarın sabahtan itibaren Anadolu ve Avrupa yakasındaki tüm birliklerimizin yemek ihtiyacı için planlama yapıyoruz. Ben genel resmi bilmediğim için genel resmi bilen bir arkadaşın LDÜ'ye gitmesi gerekiyor.
LDÜ “Askerimizin üç öğün yemek ihtiyacını karşılarız.” diyor.
22.44.51: TRT Radyo kontrol altına alındı.
22.48.41: TRT TV'ye müdahale ediliyor. 
23.06.51: Taksim Meydanı yola çıktı. Taksim'e takviye ihtiyacı var. Zırhlı araç gönderilebilir mi? Taksim'e takviye bir kol gönderiyoruz.
01.10.09: TRT Radyo'da çatışma. Karşılık veriliyor. Zh. birlik takviye lazım.
01.44.08: Taksim'de çevrilmişler. Bizimkiler ateş̧ ediyor. 
02.02.44: Yayınları kesmemiz lazım. 
02.07.13: AKOM'da tehdit bertaraf edildi. 
02.13.30: Arıcılar Camisi'ni susturuyoruz. 
02.34.50: Yalan haberlere devam ediyorlar.
02.40.54: İş makinelerini AKOM'a yaklaştırıyorlar. Arkadaşlar ateş̧ ediyor.
02.57.56: Özel harekât gelmiş̧ Taksim'e. Hava desteği?
02.59.45: Polis AKOM'a operasyon yapacakmış̧. Hava desteği olamaz mı?
03.10.49: Uçak Taksim'de alçak uçuş̧ yapsın.
03.48.39: Uçaklar moral için önemli.
04.15.06: Taksim'e ateş desteği?

İNKÂR ÜSTÜNE İNKÂR

Darbeci Kaya, emniyete ve savcılığa verdiği ifadede, WhatsApp mesajlarını inkâr ederek, mesajları darbeci Albay Nebi Gazneli'nin yazdığını söyledi.

Darbeci Gazneli de “Müslüm Kaya'nın telefonundan atılmış mesajların benim tarafımdan atıldığı isnatlarını kabul etmiyorum. Eğer yazılmış̧ bir mesaj var ise kendisine aittir.” ifadelerini kullanarak mesajları Kaya'nın yazdığını anlattı.

Bu ifadelerin ardından mahkeme karşısına çıkan Kaya, önceki ifadelerini inkâr ederek, WhatsApp mesajlarını Gazneli'nin yazdığı yönündeki savunmasını yine değiştirdi. Mesajları kendisinin atmadığı yalanını söyleyen Kaya, kimin attığını da bilmediğini, 17 gün gözaltında kaldığı için Nebi Gazneli'nin ismini verdiğini aktardı.

Bunun üzerine Mahkeme Başkanı Cem Karaca, sanığın söz konusu ifadeyi darbenin hemen ardından değil, yaklaşık 6 ay sonra verdiğini anımsatarak, “Cumhuriyet savcısı, sana işkence mi yaptı, öyle mi? Yani müdafi huzurunda yapıldı, avukat da ifadenin altına imza attı öyle mi, bunu mu demek istiyorsun? Hâkimlikteki ifadende de aynı şeyi yazmışsın, demek ki sulh ceza hâkimliğindeki ifaden sırasında da işkence görmüşsün öyle mi? Bana sistematik işkence yapıldı mı demek istiyorsun?” sözleriyle tepki gösterdi.

EŞİNİN ADI OKUNUNCA “TANIMIYORUM!” DEDİ

Mahkeme Başkanı Cem Karaca'nın dosya kapsamında yer alan bazı isimleri sorduğu sanık Kaya, hepsine “Tanımıyorum.” şeklinde cevap vererek “inkâr stratejisi” izledi.

Mahkeme başkanının, söz konusu kişiler arasında “Ayşegül Kaya'yı tanıyor musun?” diye sorması üzerine sanık Müslüm Kaya, yine “Tanımıyorum.” cevabını verdi.

Mahkeme Başkanı Karaca'nın, “Eşiniz değil mi?” diye sorduğu sanık Müslüm Kaya, “Özür dilerim, o benim eşim.” cevabını verdi. Başkan Karaca da “Az daha 'Eşimi de tanımıyorum.' diyeceksin.” dedi.

FETÖ'nün inkâr stratejisine sıkı sıkıya bağlı olan darbeci Kaya'nın, sorulara ezbere “Hayır” cevabı vermiş olduğu da bu cevapla tescillenmiş oldu.

TÜM DELİLLERİ İNKÂR ETTİ

Darbeci Kaya'nın, 14 Temmuz'da Kâğıthane’de bulunan Hasdal Kışlası 6. Motorlu Piyade Alay Komutanı olarak görev yapmakta iken bu tarihte Alay Komutanlığı görevini darbeci Albay Nebi Gazneli’ye devrettiği, atandığı 23. Motorlu Piyade Tümen Komutanlığı görevine henüz başlamadığı tespit edildi.

Kaya'nın devir teslim töreninin ardından Hava Harp Okulu'nda darbeci askerler tarafından yapılan toplantıya katıldığı da tespit edilirken, Kaya mahkemede büyük bir terör tehdidi nedeniyle bu toplantıya katıldığı yalanına sarılarak inkârını sürdürdü.

Darbecinin FETÖ'nün şifreli haberleşme programı “ByLock” kullanıcısı olduğu da belirlenirken, sanık bu programı kullanmadığını iddia ederek tüm iddiaları inkar etti.

DARBECİNİN HABERCİSİ GERÇEKLERİ ORTAYA ÇIKARDI

15 Temmuz darbe girişiminde darbeci Müslüm Kaya'nın habercisi olarak görev yapan tanık Cavit Büyükşanalan, 14 Ocak 2017'de verdiği ifadesinde, “Kaya'nın Hava Harp Okulu'nda düzenlenen toplantıya gittiği zaman yanında bulunduğunu, toplantının 21.00-03.00 arasında olduğunu, Müslüm Kaya'nın 15 Temmuz 2016'da kendisini Levent'teki ikametinin arka kapısından aldırarak Orgeneral Ragıp Uluğbay Kışlası’ndan giriş̧ yaptırdığını ve gizli bir şekilde Hasdal Kışlası’na geldiğini” anlattı.

Hasdal Kışlası'na geldiği esnada darbeci Kaya'nın AKOM binası hakkında istihbarat topladığını, darbe girişimi eylemi başladıktan sonra TRT'de yayınlanan sözde sıkıyönetim direktifini kışlada bulunan askerlere canlı izleterek “Haydi aslanlarım arkadaşlarınız oralarda mücadele ediyor biz de gideceğiz.” şeklinde beyanlarda bulunduğunu söyleyen Büyükşanalan, Kaya'nın darbe girişimi esnasında kameraları kapattırarak kayıt yapmasını engellediğini, bilgisi dışında tümen komutanı bile gelse kışlaya alınmaması gibi talimatlar verdiğini aktardı.

Büyükşanalan, olay gecesi 05.00 sıralarında Kaya'nın eşofman arayışı içerisinde olduğunu anlatarak, Kaya'nın darbeci Gazneli ile birlikte kışladan çıkış̧ yaptıklarını ifade etti.

“ÜSTÜNÜZE GELEN OLURSA EZİN GEÇİN!”

Şoför olarak görev yapan tanık Muhammet Selçuk Çakır da “14 Temmuz 2016'da Hasdal Kışlası’nda gerçekleştirilen devir teslim töreninden sonra yeni Alay Komutanı Albay Nebi Gazneli ve 47. Alay Komutanı Kurmay Albay Sadık Cebeci ile birlikte hareket ettik. 14 Temmuz 2016'da 21.00-03.00 sıralarında İstanbul Hava Harp Okulu'nda gerçekleştirilen toplantıya Gazneli ve Cebeci'yi götürdüm. Okul bahçesinde Müslüm Kaya'nın habercilerini gördüm ve Kaya'nın da bu toplantıya katıldığını onlardan öğrendim.” şeklinde beyanda bulundu.

Darbe girişimi başladıktan sonra Hasdal Kışlası'nda darbeye destek vermeyen Tümen Komutanı Tümgeneral Kemal Başak'ın geldiğini öğrenen darbeci Müslüm Kaya'nın sinirlendiğini ve darbeci Gazneli ile birlikte Tümen Binası'na gittiklerini söyleyen Çakır, Kaya'nın sürekli telefonla konuştuğunu ve sahaya inen askerlere destek amaçlı asker sevkiyatı yaptığını anlattı.

Çakır, Kaya'nın telefonda konuştuğu bir kişiye “İlk önce havaya sıkın, daha sonra elebaşlarına, daha sonra üstünüze gelen olursa ezin geçin.” ve “Ankara'dan kesin emir var, sıkın.” şeklinde emirler verdiğini kaydetti.

“DARBECİ ALBAYLAR SALAYI SUSTURMAK İÇİN CAMİYE EKİP GÖNDERDİ”

Camiden gelen sala seslerini kesmek için darbeci albaylar Kaya ve Gazneli'nin talimatıyla camiye ekip gönderildiğini belirten Çakır, “Gönderdikleri ekibe 'Oraya gidin, sesini kesin, öldürün, vurun, getirin.' şeklinde talimat verdiler. 05.00 sıralarında Kaya, sivil elbise arayışı içerisine girdi. Sivil elbise bulamayınca Alper... isimli sahsı soyundurarak onun elbiselerini giydi ve Nebi Gazneli ile birlikte araç̧ ile kışladan çıkış yaptılar.” diye konuştu.

4 KEZ AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET HAPİS CEZASI VERİLDİ

Darbeci Albay Müslüm Kaya İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinin verdiği kararla, “anayasal düzeni ortadan kaldırmaya teşebbüs” bir ve “bir suçun işlenmesini kolaylaştırmak amacıyla kasten öldürme” suçundan 3 olmak üzere 4 kez ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırıldı.

Kaynak: AA

27 Kasım 2018 Salı

Karlov Suikastında TRT'ye Ağır Suçlamalar!

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davanın iddianamesinde, TRT’ye ağır suçlamalar yöneltildi.



Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davada, olayın hemen ardından görüntüleri haber bülteninde yayımlayan Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna (TRT) yönelik ağır suçlamalar yapıldı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 607 sayfalık Karlov iddianamesinde, FETÖ’nün medyanın imkânlarını örgütsel manipülasyon amacıyla kullandığı ifade edilirken, görüntülerin TRT’de yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerektiği vurgulandı. Polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Karlov’u öldürme imkânı varken, bunu kamera önünde yaptığına dikkat çekilen iddianamede, “Olay yerine TRT’nin 3G sistemini göndermiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi. Görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili TRT çalışanları hakkındaki dosyanın ayrılarak, başka bir soruşturmada devam ettiği vurgulandı. Ayrıca Altıntaş’ın örgüt abisi Şahit Söğüt’ün de TRT bağlantılarına dikkat çekildi.

3G SİSTEMİ GÖNDERİLDİ

Silahlı saldırının gerçekleştiği Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne TRT Kurumu tarafından 3G sistemi gönderilmesi nedeniyle, TRT kurumu çalışanları hakkında başlatılan soruşturmanın tefrik edildiği (ayrıldığı) belirtilen iddianamede, ayrı soruşturmanın “2018/171988” sayılı dosya üzerinden devam ettiği belirtildi. Savcı Adem Akıncı tarafından hazırlanan “Saldırı görüntülerinin TRT’de Yayınlanması” başlıklı bölüme yer verilen iddianamede, “Karlov’un vurulma anına ilişkin olay yerinden 3G sistemi üzerinden kayıt alan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından görüntü havuzuna atılan görüntülerin daha sonra TRT 1 Ana Haber Bülteninde yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerekmektedir” denildi.

KAMERALAR ÖNÜNDE SALDIRI

Terörist Altıntaş’ın Karlov’u binaya girdikten sonra göz takibine alması ve bu süreçte eylemini gerçekleştirmesine engel bir durum olmamasına rağmen eylemini gerçekleştirmeyerek, Büyükelçi’nin ses kaydı yapan  kamera önünde konuşmasını beklediği ve örgütün büyükelçinin kameralar önünde hayatını kaybetmesini planladıklarına işaret edilen iddianamede, bunun nedeni olarak “FETÖ/PDY  silahlı terör örgütünün ülke içinde hâlâ güçlü olduğu ve halen büyük çaplı eylemler yapabileceği yönünde propaganda yapma ihtiyacını hissetmesi” olarak gösterildi.

İddianamede, TRT’nin daha önce herhangi bir büyükelçiliğin kültürel bir etkinliğini 3G sistem izlemediği, TRT Haber Dairesi’nde olay günü saat 09.45’te yapılan toplantıda etkinliğin 3G Canlı Yayın Sistemi ve muhabir görevlendirilmesi suretiyle takip edilmesi kararı alındığı anlatıldı. TRT haber sorumlusu S.Y. tarafından konunun takibi için muhabir olarak H.İ.C.nin görevlendirildiği belirtilen iddianamede, TRT’nin nöbet çizelgelerinin savcılık tarafından incelendiği, muhabir H.İ.C.nin 21 Aralık tarihinde nöbetçi olduğunun ancak bu tarihte nöbetçi olan A.B. adlı muhabir ile nöbetini değiştirerek nöbetini 19 Aralık’a aldığı vurgulandı.

ANA HABERE VERİLDİ

TRT Haberde Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Kezban Bülbül’ün görüntüleri izlemesinden sonra TRT Haber Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç ile görüşme yaptığı belirtilen iddianamede, bu görüşme neticesinde söz konusu görüntülerin yayımlanmaması, ISOFT sisteminden silinmesine karar verildiği anlatıldı. Bülbül’ün görüntülerin delil teşkil etmesi nedeniyle, yedeğinin alınarak sistemden silinmesini istediği öne sürülürken, “Bu esnada saat 19.17.18 sıralarında ISOFT sistemine atılan görüntüler yaklaşık 20 saniye sonra TRT 1 Ana Haber Bülteni ekibinde görev yapan M.E.Ç. tarafından Erhan Çelik’in talimatıyla ISOFT sisteminden indirildi ve üzerine TRT logosu bindirilerek yayına hazır hale getirildi. Hazırlanan görüntü saat 19.30’daki Ana Haber Bülteni’nde yayımlandı” denildi.

“HABERCİLİKLE AÇIKLANAMAZ”

İddianamede ayrıca, “Saldırı eyleminin açık bir şekilde terör eylemi olduğunun belli olmasına rağmen TRT kurumunun bağlı olduğu yayın ilke ve esaslarına aykırı olarak sayın büyükelçinin vurulma anına ilişkin görüntülerin sansürsüz, buzlanmadan, herhangi bir kısıtlamaya dahi tutulmadan  kısa süre içerisinde  yayımlanmış olması hususu dikkate alındığında olay yerine 3G sisteminin gönderilmiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi.

Kaynak: Cumhuriyet

14 Kasım 2018 Çarşamba

FETÖ'cü Subay, Avukatıyla Eş Cinsel İlişkiye Girerken Yakalandı

Darbe girişiminde aktif rol alan ve ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan eski yüzbaşı Üstün, görüşme odasında kuzeni ve aynı zamanda avukatı olan A.B.O. ile uygunsuz vaziyette yakalandı.



FETÖ’nün hain darbe girişiminde yer alan ve Deniz Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Mesut Özel’in kelepçeleyerek rütbelerini sökülüp Maltepe Cezaevi’ne götürülmesi olayının organize eden eski yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, geçtiğimiz ocak ayında ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Üstün’ün yattığı Silivri Cezaevi’nde akıllara durgunluk veren bir cinsel sapıklık olayına imza attığı ortaya çıktı.

KAMERA ALANINDAN ÇIKTILAR

Silivri 6 No.lu Cezaevinde kalan Üstün, 18 Haziran 2018’de aynı zamanda kuzeni de olan avukat A.B.O. ile görüşme yapacağını bildirdi. Görüşme odasına alınan Üstün ve A.B.O., burada karşılıklı konuşmaya başladı. Odada bulunan kameralar tarafından görüntülenen ikilinin bir ara kameraların açısından çıktığını fark eden infaz koruma memurları hemen görüşme odasına gitti. Birkaç dakika sonra odaya giren infaz koruma memurları gördükleri manzara karşısında şoke oldu!

KOĞUŞU DERHAL DEĞİŞTİRİLDİ

Darbeci eski Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün ile (erkek) kuzeni ve avukatı olan A.B.O’nun cinsel ilişki halinde olduklarını gören infaz koruma memurları ikiliyi odadan çıkartıp tutanak tuttu. FETÖ’cü sapık darbeci Üstün’ün kaldığı koğuş ve oda değiştirilirken, avukat da cezaevinden çıkartıldı. 

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Üstün hakkında Silivri Cumhuriyet Savcılığı tarafından cinsel taciz suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Üstün ile cinsel ilişki halinde yakalanan avukat A.B.O. hakkında soruşturma açılabilmesi için de Adalet Bakanlığı aracılığıyla İstanbul Barosu’na başvuruda bulunuldu. Baro’nun izin vermesi durumunda avukat hakkında da dava açılacağı öğrenildi.

Kaynak: Akşam

FETÖ, Hedefleri İçin “Masumları Ezmeyi” Mübah Görmüş!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün hedeflerine ulaşmak için masum insanları öldürmeyi göze aldığı bir kez daha ortaya çıkarıldı.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede 6'sı eski ÖSYM çalışanı 10 sanığın, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “ÖSYM kanununa muhalefet”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere itirafçı olan eski ÖSYM çalışanı İ.P., FETÖ'ye dair bildiklerini ve örgütün ÖSYM'deki faaliyetlerini anlattı.

İtirafçı İ.P., FETÖ yapılanmasıyla üniversitede öğrenim gördüğü İzmir'de tanıştığını, mezun olduktan sonra da FETÖ ile iltisaklı bir kurumda yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladığını belirtti.

İlerleyen süreçte Ankara'ya gelerek Türk Telekom'da çalışma hayatına devam ettiğini anlatan İ.P., maaşının düşük olduğu gerekçesiyle buradan ayrılarak ÖSYM'ye başvurduğunu, 2012 yılı Ocak ayından itibaren ÖSYM Bilgi Güvenliği ve Yönetimi Daire Başkanlığında bilişim personeli olarak çalışmaya başladığını dile getirdi.

Üniversite yıllarından itibaren FETÖ sohbetlerine katılmaya devam ettiğini, bu süreçte farklı “FETÖ imamları”nın kendisiyle ilgilendiğini aktaran İ.P., ÖSYM'de işe başladıktan 4 ay sonrasına kadar hiçbir örgüt üyesinin kendisiyle temasa geçmediğini, daha sonra “Mahir” kod adlı firari Bekir Şimşek'in kendisini “Halit” kod adlı FETÖ'cü ile tanıştırdığını ve “Bundan sonra senin ÖSYM abin budur.” ifadelerini kullandığını bildirdi.

“Halit” kod adlı örgüt üyesinin, kısa süre sonra ÖSYM çalışanı itirafçı C.İ. ile kendisini aynı sohbet grubuna dahil ettiğini belirten İ.P., belirli aralıklarla yapılan sohbetlerde dini konuların görüşüldüğü ve örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ait videoları izlenildiğini söyledi.

FETÖ, ÖSYM'YE ÖZEL ÖNEM VERMİŞ!

İfadesinde, kendisinden sorumlu FETÖ'cü Halit'in, ÖSYM'deki işlere ilişkin kendisine sorular sorduğunu açıklayan İ.P., soruları geçiştiren cevaplar ile ÖSYM'ye ilişkin net bilgiler vermediğini savundu.

Örgütün ÖSYM'ye özel önem verdiğini kaydeden İ.P. sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halit bana, ÖSYM'nin çok önemli kurumlardan birisi olduğunu, cemaat olarak bu kuruma çok önem verildiğini, gizliliğin çok önemli olduğunu söyledi. Cemaat mensuplarının ÖSYM içerisinde deşifre olmamak için cuma namazı kılmaması, herkesin içinde kolaylıkla oruç bozabilmesi gerektiğini söyledi. Telefon numarasını eline yazarak gösterdi ve bu şekilde hemen ezberlememi istedi, herhangi bir yere yazmama müsaade etmedi. Anormal bir durum olduğunda kendisini ankesörlü telefondan aramamı, bunun haricinde kesinlikle aramamamı istedi.

ÖSYM'de çalıştığımız sırada kesinlikle namaz kılmamamızı, bayram namazlarına gitmememizi, gitmemiz halinde oturduğumuz adrese uzak bir camiye gitmemizi ve dindar olduğumuzu kimseye hissettirmememizi söyledi. Kendimi bu yüzden ajan gibi hissetmeye de başladım. Sohbetin birinde bana ve C.İ.ye, 'ÖSYM'de ne olup bittiği konusunda doğru düzgün bilgi getirmiyorsunuz, çaycılar bile sizden daha iyi bilgi getiriyor'. dedi."

“MASUM İNSANLARI SAVAŞI KAZANMAK İÇİN EZER MİSİN?”

FETÖ'nün 17-25 Aralık'taki operasyonlarından sonra ne kadar tehlikeli olduğunu anladığını beyan eden İ.P., Gezi Parkı olayları sırasında da örgüt üyelerinin eylemcileri destekler nitelikte ifadeleri olduğunu belirtti.

Örgütün devlet için tehlikeli bir boyuta geldiğini düşünmeye başlamasından sonra “sohbet” adı verilen toplantılara katılmama kararı aldığını aktaran itirafçı İ.P., son kez çağrıldığı örgüt toplantısında yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Halit kod adlı M.D., gözyaşları içinde bana Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil'in Fetullah Gülen'in bedduası ile ilgili yorumunu İnternetten izletmeye çalıştı. Daha önceden zaten izlediğimi ve gereksiz olduğunu söyledim. Halit kod adlı FETÖ'cü bana, 'Sen bir ordunun komutanı olsan ve tankların olsa masum insanları ezmeden savaşı kazanamayacağını bilsen, bu masum insanları savaşı kazanmak için ezer misin?' diye sordu. Bu soruya şaşkın bir şekilde cevap veremedim, düşündükten sonra 'Böyle bir şey olamaz ve yapamam' dedim.”

Kaynak: AA

3 Ekim 2018 Çarşamba

FETÖ'nün 3 Korkusu...

Emniyet bünyesinde oluşturulan özel ekibin yaptığı çalışmalarda FETÖ/PDY'nin en çok korktuğu konuların “ByLock”, “mahrem imam yapılanması” ve “ankesör” soruşturmaları olduğu belirlendi.



AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY'ye yönelik çalışmalar, örgütün kirli yüzünü deşifre ediyor.

Emniyet birimleri, ellerindeki delil, belge ve itirafçılardan elde ettiği bilgiler sayesinde adeta köşeye sıkıştırdığı örgüt mensuplarının kaçamak ve yanlış cevaplar vererek kendilerini yönlendirmelerine izin vermiyor, böylece FETÖ'cülerin bu şekilde kendilerini aklamaları da engelleniyor.

Şüphelilerin itirafları, ele geçirilen örgütsel doküman, ByLock mesajları gibi materyaller en ince ayrıntısına kadar incelenirken bazı dikkat çekici tespitlere ulaşılıyor. Tespitlerde bulunulurken FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarını bir arada tutmak için İnternet sitesi, sosyal medya ve üyeleri aracılığıyla ilettiği mesajlara da bakılıyor.

Tüm bu unsurlar incelendiğinde FETÖ'nün en çok korktuğu konuların ByLock, mahrem imam yapılanması ve ankesör soruşturması olduğu anlaşılıyor.

BYLOCK KULLANICILARI TEK TEK DEŞİFRE EDİLİYOR

FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer alan “Garson” isimli gizli tanığın savcılığa verdiği SD kartta ByLock kullanıcısı 102 bin kişilik liste çıkmıştı. MİT'in yaptığı çalışmalarda ise 45 bin 220 ByLock kullanıcısı daha tespit edildi.

Emniyetin çalışmalarında da ByLock kullanıcısı olarak 9 bin 320 kişinin daha ismine ulaşıldı. Yapılan inceleme sonucu 9 bin 320 kişiden 6 bin 580'inin MİT'in listesinde bulunduğu belirlendi. Böylece emniyetin yeni olarak tespit ettiği ByLock kullanıcısı sayısının 2 bin 740 olduğu anlaşıldı.

“Garson”un verdiği SD kartta bulunan 102 bin kişi ile MİT'in çalışmalarında ulaştığı 45 bin 220 kişi arasında mükerrer kullanıcıların olduğu, bu nedenle ByLock kullanıcısı sayısının 110 bin civarlarında bir sayıya ulaşmasının beklendiği bildirildi. Ancak daha sonra yapılacak çalışmalarda elde edilecek veriler doğrultusunda bu sayının artabileceği ifade edildi.

DAİRE BAŞKANLIKLARI KOORDİNASYONUNDA ÖZEL EKİP

İsimlerin tespitinin ardından kullanıcıların ByLock bilgileri, mesajlar ve giriş-çıkış yaptıkları zaman dilimleriyle ilgili içerik tespitine geçildi.

Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM), Terörle Mücadele (TEM), İstihbarat ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları ile il emniyetlerinin ilgili şube müdürlüklerinden personelin katılımıyla özel ekip oluşturuldu.

Özel ekibin sadece ByLock üzerine çalışmalar yürütmediği, örgütün yapılanması ve yöntemlerinin tespitine yönelik detaylı analizler yaptığı belirtildi.

Daire başkanlıklarının koordinasyonunda yürütülen çalışmalara bugüne kadar 60 ilden emniyet personelinin katıldığı, diğer illerden polislerin de planlanan zamanlarda çalışmaya katılacağı öğrenildi.

BYLOCK İÇERİKLERİ KRİTER OLARAK KULLANILIYOR

İnceleme sonucu, bazı şüphelilerin ByLock'ta kullanıcı adı olarak örgüt içerisindeki kod adını, şifre olarak ise çocuklarının adını, görev yaptığı illerin plaka kodunu kullandığı belirlendi. Mesajların incelenmesi sırasında bazı kullanıcıların evinin adresini veya kimlik numarasını verdikleri görüldü.

Bu bilgiler, şüphelilerin ByLock kullanıcısı olup olmadığına ilişkin yapılacak tespitlerde kriter olarak kullanıldı.

Özel ekibin yaklaşık 15 bin ID üzerinde kimlik tespitine yönelik çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.

MAHREM İMAMLAR

Örgüt içerisinde sözde üst düzey öneme sahip mahrem imamlara yönelik çalışmalar da devam ediyor. Bu kapsamda bugüne kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık 4 bin 670 ismin örgütün mahrem imamı olduğu belirlendi.

Örgütün hücre evi olarak bilinen “gaybubet” evlere düzenlenen operasyonlarda, bunlardan 1.400'ü yakalandı. 1.700'ünün ise farklı FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldukları anlaşıldı. Firari 1.570 mahrem imamın yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi.

EMNİYETİN ELİNDEKİ BİLGİLER ÖRGÜT ÜYELERİNİ ŞAŞIRTIYOR

Soruşturmalarda elde edilen bilgilerle örgütle mücadelede önemli bir mesafe kateden emniyet birimleri, şüphelilerin sorgularına girmeden önce “derslerini” iyi çalışıyor.

Osmaniye'de yürütülen FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan bir mahrem imamın ifadesinde, “Örgüt bize 'Emniyetin elinde bir şey yok' dedi. Örgütün verdiği talimat doğrultusunda polisin bana yönelttiği iddiaları inkar ettim. Ama ByLock kullanıcı adım ile şifremi söylediklerinde devletin her şeyi bildiğini anladım.” ifadelerini kullandığı belirtildi. Mahrem imamın verdiği bu ifadenin, örgütün ByLock içeriklerinin deşifresinden ne kadar korktuğunun somut örneği olarak değerlendirildiği kaydedildi.

ANKESÖR SORUŞTURMASI ŞÜPHELİLERİNİN YARISINDAN FAZLASI İTİRAFÇI OLDU

FETÖ mensupları, ByLock ve örgüt içinde kullandıkları diğer haberleşme programlarının deşifre edilmesinin ardından büfeler ile kent merkezlerinde belli noktalarda bulunan ankesörlü telefonlar üzerinden haberleşmeye başlamıştı. Yapılan tespitlerin ardından birçok ilde buna yönelik soruşturmalar başlatılmıştı.

Emniyetin soruşturmalar doğrultusunda yaptığı operasyonlarda gözaltına alınan çok sayıda FETÖ'cü askerin mahrem yapılanmada yer aldıkları anlaşılmıştı.

Bu kapsamda bugüne kadar yapılan operasyonlarda 8 bin 360 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden yaklaşık 4 bin 200'ü etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olmak istedi. Bu noktada devreye giren Emniyet Genel Müdürlüğü, itirafçıların verdikleri bilgilerle operasyonları yönlendirmelerine izin verilmemesi konusunda il emniyet müdürlüklerini uyardı.

İTİRAFÇI, VERDİĞİ BİLGİLERİN ÖNEMİNE GÖRE SERBEST BIRAKILIYOR

Emniyet yetkilileri, bazı çevrelerce getirilen “İtirafçılar iki isim verip çıkıyorlar” eleştirisinin haksız olduğunu belirterek, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, itirafçının verdiği bilgilerin eldeki bilgilerle karşılaştırıldığını, yeni ve yeterli bilgi vermeyen itirafçıların serbest bırakılmadığını vurguladı.

Ankesörlü telefonlardan yaptıkları görüşmelerin takip edilemeyeceğini düşünen FETÖ üyelerinin, bu yöntemlerinin de deşifre edilmesiyle iletişim kanallarının tamamen tıkandığı ve bunun da örgüt içerisinde paniğe neden olduğu ifade edildi.

Kaynak: AA

24 Eylül 2018 Pazartesi

FETÖ'nün 100 Bin Kişiyi Evlendirdiği İzdivaç Genelgesi Ortaya Çıktı

FETÖ’nün örgütsel kodlarını gözler önüne seren ve örgütün yıllar içinde oluşturduğu kapalı yapısını şekillendiren “izdivaç genelgesi” ortaya çıktı. Örgüt lideri Fetullah Gülen’in isteğiyle hazırlanan ve ilk kez yayımlanan talimatname niteliğindeki bu belgede, FETÖ’nün mahrem hizmetler adlı özel biriminde kimin kiminle ve nasıl evlendirileceğine dair emirler yer alıyor.



Kimin kimle ve hangi koşullarda evleneceğini düzenleyen genelgede, askerdeki örgüt mensuplarına ve yöneticilerine daha iyi evlilik yapma önceliği tanınıyor. Bu genelge doğrultusunda evlenen mahrem hizmetlere mensup örgüt üyesi sayısının 100 bin olduğu tespit edildi.

EVLİLİĞİ SİSTEME OTURTMUŞLAR

Rapora göre örgütteki tüm evlilikler izdivaç mes'ulü imamdan alınan talimatlarla gerçekleştiriliyor. Aynı raporda mahrem hizmetlerdeki örgüt yönetici ve üyelerinden askeriyedekilere daha iyi evlilikler yaptırılması stratejisinin benimsediği, diğer mahrem hizmetlerde ise katalogdan kalan eşlerin seçildiği bilgisi yer aldı. Bu bilgi, örgütün kendi içinde evliliği sınıfsal bir sisteme oturttuğunu gösteriyor.

GENELGENİN ANA BAŞLIKLARI

“İzdivaç” isimli genelgede şu ana başlıklar yer alıyor:

  • Neden biz evlendirmeliyiz?
  • Ne zaman evlendirilmeli?
  • Adayların alınmasında ve takibinde izlenecek yol
  • İl ablaları ile istişare - Ön görüşme (Mülakat)
  • Mülakatlarla ilgili sorunlar
  • Telefon görüşmelerinde yaşanan problemler
  • Muhtelif problemler
  • Yeni gelen adaylara evlilik konusunda bilgilendirme yapılmalı
  • Öğrencimizi (Örgüt üyesi) tanıma, evlilik semineri verme
  • Evlilikle ilgili öğrencinin taleplerini alma (Fertten ferde)
  • Genel izdivaç mesulüne talep bildirme
  • Genel izdivaç mesulü abiden aday alma
  • Öğrencimize adayı takdim etme
  • Görüşme semineri verme
  • Sonuna kadar süreci kontrol etme
  • Evlilik ve düğün

İZDİVAÇ KİTAPÇIĞINI, FETÖ ABİLERİ VERİYOR

Kamuoyunda katalog olarak bilinen evlilik kitapçığının izdivaç mes'ulü abiden alınacağı da genelgede belirtiliyor. Genelgenin bu kısmında“Öğrencimiz dış görünüşe çok önem veren biri ise mutlaka fotoğraf gösterilmeli. Bize göre güzel olan birisi ona göre çok çirkin olabilir.”

BİLGİLERİ FORMA İŞLENİYOR

Adayların hizmet geçmişi, aile yapısı, sosyal ve kültürel durumu, memleket tercihi, kişilik yapısı gibi bilgelerin de forma işlenmesi isteniyor.

NABZA GÖRE ŞERBET VERİLMEMELİ

Genelgede “Adayın ailesinin varsa olmazsa olmazları, izdivaç hususunda son kararı kimin vereceği öğrenilmeli… Huy ve karakter olarak istemedikleri ve geçinemeyeceği fıtratlar, fiziki olarak takıntısı var mı öğrenilmeli. Nabza göre şerbet verilmeli ve her fıtrata uygun birilerinin olabileceği ifade edilmeli” gibi ifadeler de dikkat çekiyor.

Kaynak: Sabah

30 Ağustos 2018 Perşembe

FETÖ'nün “Paraları Alıp Kaybolun!” Talimatı ByLock'ta

Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılandığı davada 15 yıl hapse çarptırılan örgütün sözde “avukat ünitesinden sorumlu il imamı” eski öğretmen Hasan Aslan'ın ByLock görüşmelerinde, örgüt mensuplarına vakıf mallarını satıp nakde çevirip gözden kaybolması talimatı verdiği belirlendi.



Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada FETÖ/PDY üyesi ve yöneticisi olduğu için 15 yıl hapse çarptırılan tutuklu sanık Hasan Aslan'ın örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock programı aracılığıyla örgüt mensuplarıyla yaptığı görüşmeler ortaya çıktı.

Örgütün sözde “avukat ünitesinden sorumlu il imamı” eski öğretmen Aslan'ın ByLock görüşmelerine ilişkin hazırlanan “Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nda, Aslan'ın “600001” kullanıcı adıyla ByLock programını 8 Kasım 2014 ila 19 Şubat 2016 tarihleri arasında kullandığı aktarıldı.

Tutanakta programdan 298 mesaj ve 331 mail gönderdiği, 568 mesaj ve 106 mail aldığı bildirilen Aslan'a program üzerinden 125 arama geldiği, bu kişinin de 32 arama yaptığı kaydedildi.

Aslan'ın ByLock programında “reisler”, “ekip 1”, “koordinasyon”, “av” ve “dershane” adıyla 5 grup kurduğu ve “bölge”, “ada”, “BRM”, “avukat” gibi isimlerle de kurulan 19 gruba katıldığı anlatılan tutanakta sanığın ByLock yazışmalarında, genel olarak toplantıların ve programların durumu, toplantılara kimlerin katılacağı, Erzurum dışındaki illerde yapılacak etkinliklerin ayarlanması gibi konular tespit edildiği belirtildi.

Aslan'ın örgüt mensupları ile yaptığı çarpıcı görüşmelere de yer verilen tutanakta, sanığın A.O.Ş. ile yapılan görüşmesinde, “Abiler, Gaziantep merkezdeki derneklere savcılık kararı ile baskına geldiler. 2010 dahil 2015'e kadar alınan proje evraklarının bir nüshasını aldılar. Diğer yerlerde de bu şekilde gelebilirler.” dediğine işaret edildi.

EKONOMİK KAYIP ÇOK, ACİL FORMÜL LAZIM

A.O.Ş.nin de görüşmede FETÖ'nün Erzurum'da kapatılan Özel Şifa Hastanesine ilişkin Aslan'a “Şifa ile ilgili sıkıntı var. Ruhsatı yenilememişler. Ne yapılır, İdare Mahkemesi mi bakar. Ekonomik kayıp çok, acil formül lazım. Başka yerlere soralım. Savaş Beyin ByLog var mı? Ekle, ona yazdım seni arar. Çok çok çok önemli ve acil.” şeklinde ifadeler kullandığı tutanağa geçti.

Tutanaktaki Aslan'ın görüşmelerinde örgütün özellikle mal ve para kaçırmak için yaptığı usulsüzlükler de gözler önüne serildi.

Aslan, ByLock'ta A.O.Ş. ile yaptığı bir başka yazışmada ise şu ifadeleri kullandı:

“Kesinlikle vakıfların bünyesinde burs alan, bağış yapan gibi durumlar olmasın, bu kayıtları tutmak mecburiyetinde değiliz. Karar defterinde bağışçıların ismi varsa karar defterinin su bastı, taşınırken kayboldu gibi ifadelerle yok edip yeni karar defteri almak gerekir. Vakıf yönetiminde sıkıntılı isimler istifa etsin, yerine çoğunluk kararıyla yeni isimler alalım. Vakfın hesabında kesinlikle nakit para tutmayın, olası bir kayyum meselesinde kayyuma elimizle para teslim etmeyelim.”

VAKIF MALLARINI SATIP YURT DIŞINDAKİ KURUMLARA BAĞIŞLAYIN

Aslan'ın aynı görüşmede A.O.Ş.ye “Vakıflar mallarından satılabilenleri satıp nakde çevirerek yurt dışındaki kurumlara, vakıflara, kişilere bağışta bulunsun. Vakıf senedinde faaliyetlere uygun her yere bağış yapabilir diyor. En kötü ihtimalle birisi parayı alsın kaybolsun.” dediği de kayıt altına alındı.

Tutanakta, Aslan'ın satılan vakıf mallarından elde edilen paranın yurt dışına kaçırılması için de şu önerilerde bulunduğu aktarıldı:

“Yurt dışında akademisyen, lisans, yüksek lisans gibi öğrencilere aylık 3 bin ya da 5 bin dolar şeklinde yıllık yaptırılabilir. Afrika'daki arkadaşlara gönderilebilir. En son ihtimal elden çıkarmayacağımız malları kendi üniversitelerimize bağışlayarak (burada vergi doğmaz) bu ve benzeri burs çalışmalarıyla paralar eritilebilir. Vakıftaki evraklarla alakalı Türkiye'de adliyeleri her yıl ocak ayında su basar, tutanak tutulur, evraklar imha edilir. Vakıfların tüm gayri menkulleri tespit edilerek Vakıflar Genel Müdürlüğünde kayıtlıdır, bakmak gerekiyor. Olmayanlar kayıt altına alınırken mevcutları yetki belgesi alınarak satılabilecekler satılmalı.”

Tutuklu sanık Aslan'ın A.O.Ş.ye gönderdiği mesajlarda ayrıca “Abi, Erzincan'da gözaltı kararı olanlardan biri, yapı ile alakalı farklı ifade vermiş. Bir de abi, operasyondan haberimiz olduğunu açığa çıkarmış olduk. Oradan bir daha zor haber alırız.” dediği anlaşıldı.

Hasan Aslan'ın aynı kişi ile yaptığı bir başka konuşma da adli hakim ve savcılar konusunda değerlendirmelerde bulunduğu belirtildi.

Kaynak: AA

21 Temmuz 2018 Cumartesi

Ukrayna’da Yakalanan FETÖ’cü Çöpçatan Çıktı

İstihbaratın Ukrayna'da yakaladığı FETÖ'nün sosyal medya uzmanı Yusuf İnan'ın polisler arası evlilik için bir İnternet sitesi kurduğu, “Dişikuş” isimli bir de çöpçatan sitesi çalıştırdığı belirlendi.


Türk İstihbarat Birimleri'nin Ukrayna'dan İstanbul'a getirdiği, Fetullahçı Terör Örgütü'nün sosyal medya uzmanlarından Yusuf İnan'ın geçmişte polisler arası evlilik için bir çöpçatan sitesi kurduğu ve bu site üzerinden evlilikler yaptırdığı ortaya çıktı. İnan'ın bu site sayesinde birçok polisin kişisel bilgilerini de elde ettiği anlaşıldı. Ayrıca İnan'ın “Dişikuş” isimli bir de çöpçatan sitesi çalıştırdığı belirlendi.


Geçtiğimiz günlerde Fetullahçı Terör Örgütü'nün 15 Temmuz kanlı darbe girişiminin ardından yurt dışına kaçan, darbe girişimi öncesinde kurduğu İnternet siteleri ve sosyal medya hesapları üzerinden algı operasyonları yürüttüğü tespit edilen Yusuf İnan geçtiğimiz günlerde yakalanmıştı. Türk İstihbarat Birimleri'nce Ukrayna'dan uçakla İstanbul Atatürk Havalimanı'na getirilen İnan, İzmir 2. Sulh Ceza Hakimliğinin kararıyla silahlı terör örgütüne üye olma suçundan aranıyordu.

ÇÖPÇATAN ÇIKTI!

İzmir'de çıkarıldığı mahkemece tutuklanarak cezaevine gönderilen İnan hakkında çok ilginç bir bilgi ortaya çıktı. Yusuf İnan'ın 2010 yılında polisler arası evlilikler için “polisarkadas.com” isimli bir çöpçatanlık sitesi kurduğu öğrenildi.

AYNI FETÖ'DEKİ GİBİ KATALOG!

2010 yılında konuyla ilgili açıklama yapan Yusuf İnan'ın:

“Emniyet mensuplarımız, canlarını dişine takarak görev yapıyor. Zamanlarının çoğu işleriyle geçiyor ve arkadaşlık kurmaya, hayat arkadaşlarını seçmeye fırsat bulamıyor. Bu yönde talep olunca siteyi kurduk. Zaten farklı meslek kolları için de evlilik ve arkadaşlık sitelerimiz var. Evlilik konusunda internet üzerinden uğraşmak istemeyenler, zamanı olmayanlar için bu sitede, 'evlilik kataloğu' adı altında bir hizmette sunduk. Seçen ve seçilen durumu var. Seçen kişi, ödemesini yapıyor, beş fotoğrafının da bulunduğu belgeleri bize gönderiyor. Biz de onun adına, evlenmek istediği kişiye yönelik çalışma yapıyoruz. Üyelerimiz arasından istenilen kriterdekileri buluyoruz ve onlara da durumu iletiyoruz. İstenilmesi durumunda görevlilerimiz eşliğinde buluşmaları sağlanarak evlilikleri yolunda yardımcı oluyoruz”

dediği görüldü. İnan'ın ayrıca “Dişikuş” isimli bir çöpçatan sitesi de çalıştırdığı saptandı.

FETÖ'NÜN İZDİVAÇ SORUMLULARI

Bilindiği gibi Fetullahçı Terör Örgütü mensubu şahıslar, “katalog” evliliği adı altında aynı bu çöpçatanlık sitesinde olduğu gibi kişilerin fiziksel bilgilerini alarak onlara uyan karşı cinsi buluyorlardı ve örgüt içi evlilikler yapıyorlardı. FETÖ'de “izdivaç sorumlusu” olarak anılan bu örgüt mensupları kimi zaman bir hakim, kimi zaman bir emniyet müdürünün eşi, kimi zaman da askerlerden sorumlu bir imam olabiliyordu.

Kaynak: Sabah

17 Nisan 2018 Salı

FETÖ'nün Gaybubet Evlerine Baskınlar Sürüyor

Türkiye genelindeki FETÖ operasyonlarında mahrem imamlar, askerler, eski emniyet müdürleri, sohbet ağabeyleri ve FETÖ'cü emniyetçilerin eşleri gözaltına alındı. En dikkat çeken gözaltı gaybubet evlerinden oldu.



8 gaybubet evinin basıldığı, flaş isimlerin  ve emniyetçi eşlerinin de gözaltına alındığı operasyonlarda yakalananların birinde tam 61 bin dolar nakit para ele geçirildi.

FETÖ EYALET SORUMLUSU YAKALANDI


Adana Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri, FETÖ/PDY'nin eğitim yapılanmasına yönelik soruşturma kapsamında örgütün sözde Çukurova Eyalet Talebe Mesulü" olduğu öne sürülen Abdulsamet S.nin yakalanması için operasyon başlattı. Ekipler şüpheliyi, eşi Esin S. ile merkez Çukurova ilçesi Belediyeevleri Mahallesi'nde otomobille seyir halindeyken yakaladı. Abdulsamet S. sorgulanmak üzere Emniyet Müdürlüğüne götürüldü, Esin S. ise hakkında yürütülen bir FETÖ/PDY soruşturması kapsamında arandığı gerekçesiyle Mersin Emniyet Müdürlüğü ekiplerine teslim edildi. Şüphelilerin ikamet ettiği evde yapılan aramada 20 bin lira ele geçirildi.

FETÖ'CÜ 61 BİN DOLARLA YAKALANDI


Adana Emniyet Müdürlüğünce terör örgütünün eğitim yapılanmasında Adana sorumlusu olarak yer aldığı iddiasıyla aranan Güngör G. de İstanbul'da polis ekiplerince üzerinde 61 bin dolar ve başkasının adına düzenlenmiş kimlikle yakalandı. Adana'ya getirilen şüpheli, hakkındaki suçlamayı kabul etmeyerek, “yaşam koçluğu” yaparak geçimini sağladığını öne sürdü. Her üç şüpheli de işlemlerinin ardından çıkarıldıkları mahkemece tutuklandı.

SAMSUN'DA EŞLER GÖZALTINDA


Samsun İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekiplerince FETÖ/PDY'ye yönelik Samsun merkez ve ilçelerinde eş zamanlı operasyon düzenlendi. Örgütün şifreli haberleşme uygulaması “ByLock”u kullandıkları tespit edilen ve emniyet mensuplarının eşleri olan 7 kadın gözaltına alındı. Zanlılar Emniyete götürüldü.

8 GAYBUBET EVİ BASILDI


Konya'da FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında, 8'i “gaybubet evi” olarak adlandırılan hücre evi olmak üzere 37 adrese baskın yapıldı. Gözaltına alınanların sayısı 83'e çıktı. Zanlıların ifadeleri, Terörle Mücadele Şube Müdürlüğünde alınıyor. Baskın yapılan yerlerin, örgütün uyuyan hücre olarak kurduğu evler olduğu belirlendi. Bu evlerde kalanların, FETÖ soruşturmaları kapsamında aranmadığı, örgütten düzenli para aldıkları, evlerinden zorda kalmadıkça dışarıya çıkmadıkları tespit edildi. Evde kalanlardan seçilen “abi” konumundaki kişinin, her ay bir kez farklı isimler kullanarak aldığı hızlı tren biletiyle Ankara'ya gidip geldiği belirlendi.

KAMERA TAKILINCA EVİ DEĞİŞTİRİYORLAR


Örgüt üyelerinden, 5 isim kullandığı tespit edilen S.K.nin kontrolündeki uyuyan hücre evinde, davlumbaz içinde iki cep telefonu bulunduğu, çok sayıda sahte kimlik ele geçirildiği öğrenildi. Şüphelilerin kaldığı evlerin bulunduğu binalarda güvenlik kamerası olmadığı, güvenlik kamerası takılması durumunda evin değiştirildiği tespit edildi. Baskın sırasında yakalanan şüphelilerin cep telefonlarını formatlamaya çalıştığı, ancak polisin dikkati sayesinde telefonlara el konularak Siber Suçlarla Mücadele Şubesinde incelemeye alındığı belirtildi.

KAYSERİ ASKERİ MAHREM YAPILANMASI


Kayseri merkezli 5 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında 17'si muvazzaf astsubay 23 kişi gözaltına alınmıştı. Sanıklardan 11'inin daha Emniyetteki işlemleri tamamlandı. Kayseri Eğitim ve Araştırma Hastanesinde sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar adliyeye sevk edildi. Soruşturma kapsamında dün adliyeye sevk edilen 12 şüpheliden 9 muvazzaf asker mahkemece tutuklanmış, 3'ü adli kontrol şartıyla serbest bırakılmıştı. Operasyonda, adreslerinde bulunamayan 5 şüphelinin yakalanması için çalışmalar sürüyor.

SİVAS'TA 3 EMNİYET MÜDÜRÜ GÖZALTINDA


Sivas Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen FETÖ/PDY soruşturması kapsamında, 2014 yılından sonra örgüt içerisinde faaliyet yürüttüğü tespit edilen ve açığa alınan 4. sınıf emniyet müdürleri H.M. ve H.Y. ile resen emekli İ.A. hakkında gözaltı kararı çıkarıldı. İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince Sivas ve İzmir'de eş zamanlı düzenlenen operasyonda 3 şüpheli gözaltına alındı. Sivas'ta getirilerek sağlık kontrolünden geçirilen zanlılar, işlemleri için Emniyet Müdürlüğüne götürüldü.

MAHREM İMAM YAKALANDI


Samsun Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında örgütün “polis mahrem imamı” olduğu iddiasıyla hakkında yakalama kararı çıkartılan Oktay Akalan'ın, Samsun Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince, Manisa'da olduğunu tespit edildi. FETÖ/PDY soruşturması kapsamında kapatılan Canik Başarı Üniversitesinin öğrenci işleri daire başkanı Akalan, Manisa'daki birimlerle yapılan irtibat sonucu gözaltına alındı. Örgütün şifreli haberleşme uygulaması “ByLock”u kullandığı tespit edilen şüpheli, Samsun'a getirildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

FETÖ SOHBET ABİSİ YAKALANDI


Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yürütülen soruşturma kapsamında örgütün “sohbet abisi” olduğu iddiasıyla hakkında yakalama kararı bulunan Yaman, İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekiplerince Atakum ilçesi Yenimahalle Mahallesi'nde belirlenen adreste gözaltına alındı. Örgütün şifreli haberleşme uygulaması “ByLock”u kullandığı tespit edilen Yaman, Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edildi.
Zanlı, çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

ESKİŞEHİR GÖZALTI


İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, Bitlis Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında “terör örgütüne üye olmak” suçundan hakkında yakalama kararı bulunan emekli polis memuru Halit E.yi gözaltına aldı. Zanlının, emniyetteki işlemlerinin ardından soruşturmanın sürdüğü Bitlis'e gönderileceği öğrenildi.

SERREHBER!


İl Emniyet Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Şubesi ekipleri, Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma çerçevesinde hakkında yakalama kararı bulunan Mehmet Fuat A.nın yakalanması için çalışma başlattı. Bisikletiyle kaçmaya çalışan şüpheliyi takibe alan ekipler, KHK ile kapatılan örgüte ait bir özel eğitim kurumunda öğretmenlik yaptığı belirtilen Mehmet Fuat A.yı üzerinde bulunan flaş belleği imha etmek isterken suçüstü yakaladı. Gözaltına alınan zanlının, örgüt içerisinde “serrehber” görevinde bulunduğu öğrenildi. Emniyetteki işlemlerinin ardından adliyeye sevk edilen şüpheli, tutuklandı.

Kaynak: İnternethaber

15 Nisan 2018 Pazar

FETÖ'nün Gaybubet Evlerine Ağır Darbe: 600 Kişi Yakalandı

Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'nın (FETÖ/PDY) “gaybubet evi” olarak adlandırılan hücre evleri ile öğrenci evlerine yönelik 1 Ocak'tan bu yana ülke genelinde gerçekleştirilen operasyonlarda aralarında “şike hakimi” ve firari eski “HSYK Genel Sekreteri”nin de bulunduğu 600 şüpheli yakalandı.



FETÖ üyelerinin tespiti ve adalete teslim edilmesine yönelik çalışmalar yürüten güvenlik güçleri, örgütün “gaybubet evi” olarak adlandırılan hücre evlerine operasyonlar düzenledi. Hücre evlerine yönelik 1 Ocak'tan bu yana ülke genelinde 27 il merkezli 51 operasyonda 300 civarında gaybubet evi ortaya çıkarıldı. Güvenlik güçlerinin titiz takibi sonucu yapılan operasyonlar sonucu 600 şüpheli gözaltına alındı, 225'i tutuklandı.

Operasyonlarda FETÖ'nün yargı yapılanmasına yönelik toplantıları organize eden eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreteri ve Yargıtay üyesi firari Mehmet Kaya Çanakkale'de, İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince hakkında arama kararı bulunan “şike davası” hakimi Hikmet Şen de Bursa'da yakalandı. Gözaltına alınanlar arasında örgütte mahrem imambüyük bölge abileribüyük bölge sorumlularıpolis ve asker mahrem abileriil ablaları ve finans sorumluları gibi önemli kişiler de yer aldı.

Operasyonlar kapsamında güvenlik güçleri, örgütle ilgili önemli bilgilere de ulaştı. Güvenlik güçleri, çöküş sürecine giren örgütün yeniden yapılanma çabasında olduğunu tespit etti.

MODERN MAĞARA

FETÖ'nün son dönemlerde haberleşmede kullandığı tespit edilen “Falcon” üzerinden gönderilen mesajları inceleyen güvenlik güçleri, terör örgütü elebaşı Fetullah Gülen'in çözülmeleri önlemeye, örgüt üyelerini diri tutmaya ve “gaybubet evi” adı verilen hücre evlerinde saklanmaya devam edilmesine yönelik talimatlarını örgüt yöneticilerinin “Falcon” üzerinden aktardığını belirledi. Örgüt, gaybubet adındaki hücre evlerini “modern mağara” olarak nitelendirirken bu yerlerde saklanmanın ödül olacağı ileri sürüldü. Falcon'dan gönderilen mesajlarda hücre evlerinde saklanmak “ibadet” sayıldı. Bu konuyla ilgili gönderilen bir mesajda “Gaybubette geçirdiğimiz her dakika, bir gün ibadet yerine geçiyor.” ifadeleri yer aldı.

Gaybubet evlerine yönelik operasyonlarda ayrıca yüklü miktarda Türk lirası, dolar ve avro ile çok sayıda dijital materyal, sahte kimlikler, başkaları adına düzenlenmiş sahte belgeler de ele geçirildi. Operasyonlarda yakalanan şüphelilerin büyük bölümünün ByLock da kullandıkları tespit edildi.

ÖNEMLİ OPERASYONLAR

Adana'da 12 Ocak'ta polis ekiplerinin, FETÖ/PDY'ye yönelik yaptığı çalışmalar kapsamında kent genelindeki 12 gaybubet evi ortaya çıkartıldı. Belirlenen adreslere düzenlenen operasyonlarda yakalanan 23 zanlıdan 22'si tutuklandı. Antalya'da 19 Ocak'ta gerçekleştirilen gaybubet evi operasyonunda FETÖ'nün darbe teşebbüsünden bir gün sonra haklarında yakalama kararı çıkarılan, örgütün üst düzey sorumlularından olduğu ileri sürülen hakim ve savcı çift gözaltına alındı.

Samsun'da 25 Ocak'ta FETÖ/PDY'nin mahrem imamlar yapılanmasına yönelik operasyonda 3 şüpheli, örgütün “gaybubet evi”nde gözaltına alındı. Çanakkale merkezli 2 ilde FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında örgütün “gaybubet evleri”ne 8 Şubat'ta düzenlenen operasyonda firari eski Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu (HSYK) Genel Sekreteri ve Yargıtay üyesi Mehmet Kaya'nın da aralarında bulunduğu 21 zanlı gözaltına alındı. Bursa'da FETÖ/PDY soruşturması kapsamında örgüt üyelerinin “gaybubet evi” olarak adlandırdıkları 22 hücre evine 9 Şubat'ta düzenlenen operasyonda 26 kişi gözaltına alındı. Bu kişilerden 17'si tutuklandı. Mersin'de terör örgütü FETÖ/PDY'nin üye bulma ve yeniden yapılanarak para toplama çalışmalarına başladığının belirlenmesi üzerine 20 Şubat'ta 111 ev ve 2 etüt merkezine yönelik operasyonlarda 88 şüpheli gözaltına alındı. Tekirdağ Emniyet Müdürlüğünce FETÖ/PDY'nin hücre evlerine 26 Şubat'ta düzenlenen operasyonlarda 42 şüpheli gözaltına alındı.

FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında Balıkesir merkezli 5 ilde 29 Mart'ta 63 adrese 600 polisin katılımıyla düzenlenen eş zamanlı operasyonlarda 89 şüpheli gözaltına alındı. Balıkesir, İzmir, Manisa, Denizli ve Uşak'ta, aralarında 24 gaybubet (hücre evi), 14 öğrenci ve 5 güvenli evin de bulunduğu 63 adrese yapılan operasyonda gözaltına alınan 89 zanlıdan 44'ü tutuklandı. Trabzon'da FETÖ/PDY'nin hücre evlerine yönelik 29 Mart'ta gerçekleştirilen operasyonda 38 şüpheli yakalandı.

Bursa'da FETÖ/PDY'nin 12 “gaybubet evi”ne yönelik 30 Mart'ta düzenlenen operasyonda aralarında İstanbul Ağır Ceza Mahkemesince hakkında arama kaydı bulunan “şike davası” hakimi Hikmet Şen ve bir stajyer avukatın da yer aldığı 21 kişi gözaltına alındı. Ankara'daki FETÖ/PDY soruşturması kapsamında aranan eski Emniyet Müdürü H.Y. ve Kurmay Yarbay M.E.C, 6 Nisan'da örgütün Kayseri'deki gaybubet evlerinde yakalandı. Adana'da, FETÖ/PDY'nin üst düzey yöneticisi olduğu iddia edilen 6 şüpheli, 12 Nisan'da gaybubet evi olarak adlandırılan hücre evinde gözaltına alındı.

Konya'da FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında 8'i gaybubet evi olarak adlandırılan hücre evi olmak üzere 37 adrese 13 Nisan'da düzenlenen operasyonda 77 şüpheli gözaltına alındı.

MAHREM İMAMLARA YÖNELİK OPERASYON

Ülke genelinde örgütün mahrem imamlarına yönelik operasyonlar da aralıksız sürüyor. Bu kapsamda ülke genelinde Antalya, Muş, Muğla, Tokat, Kırşehir, Bayburt, Niğde, Eskişehir, Bolu, Samsun, Kayseri, Konya, Aydın, Aksaray, Çanakkale, Balıkesir, Ağrı, Muş, Bursa ve Zonguldak'ta düzenlenen operasyonlarda 257 şüpheli gözaltına alındı, 56'sı tutuklandı.

Çok sayıda şüphelinin emniyetteki işlemleri sürerken güvenlik güçleri, elde ettikleri bilgiler çerçevesinde araştırmalarına devam ediyor.

15 Temmuz 2016'daki hain darbe girişimi sonrası güvenlik güçlerinin başarılı operasyonlarıyla çöküş sürecine giren FETÖ'nün TSK içindeki mahrem yapılanmasında yer alan muvazzaf askerler de titizlikle yürütülen soruşturmalarla belirleniyor.

Bu yılın ilk 3,5 ayında düzenlenen operasyonlarla örgütün TSK'deki yapılanmasına da büyük darbe vuruldu. Ülke genelinde örgütün askeri mahrem yapılanmasında yer aldıkları belirlenen 2 bin 160'a yakın muvazzaf asker gözaltına alındı, yaklaşık 550'si tutuklandı. Birçok şehirde yürütülen soruşturmalar kapsamında çok sayıda muvazzaf asker hakkında da yakalama kararı çıkarıldı. Güvenlik güçleri, bu kişilerin yakalanması için çalışmalarına aralıksız devam ediyor.

Kaynak: Milliyet