28 Mayıs 2017 Pazar

FETÖ'nün Kapatılan Hastanesinde Gizli Kameralar Bulundu

Kapatılan Şifa Üniversitesi Hastanesinin ek hizmet binasındaki tadilat sırasında, prize monteli gizli kamera benzeri düzenek bulundu.



Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na  (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgütle bağlantısı nedeniyle kapatılan  ve Kamu Hastaneleri Birliği Güney Genel Sekreterliğine devri yapılan Şifa  Üniversitesi Hastanesinin ek hizmet binasında, gizli kamera olduğu  değerlendirilen düzenek bulundu.

Basmane semtindeki binada süren tadilat sırasında bir odada prize  monte edilmiş düzenek gören çalışanlar, durumu polise bildirdi. Binaya giren İl Emniyet Müdürlüğü Mali Suçlarla Mücadele Şubesi  ekipleri, gizli kamera olduğu değerlendirilen düzeneğe el koydu. 

Yapılan araştırmada, binanın 16 ayrı noktasına da benzer kabloların  çekili olduğu belirlendi. El koyulan gizli kamera benzeri düzenek ile binanın değişik  noktalarındaki kabloların çalışma sisteminin tespit edilmesi için incelemenin  sürdüğü bildirildi. Öte yandan, gizli kamera benzeri düzeneğin bulunduğu 2. kattaki odayı  hemşirelerin dinlenme odası olarak kullandıkları ileri sürüldü.

Kaynak: TRT Haber

20 Mayıs 2017 Cumartesi

FETÖ'nün Akademik Üssü: Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi

Konya Cumhuriyet Başsavcılığınca darbe girişiminin ardından 26 akademisyen hakkında hazırlanan iddianamede, rütbeli askerlerin akademik personelce nasıl desteklendiğine ilişkin bilgiler dikkati çekti.



Konya 6. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen Selçuk Üniversitesi (SÜ) Hukuk Fakültesindeki FETÖ üyeleri hakkında hazırlanan iddianamede, örgüt üyelerinin birimlerinde yükseltilmesi için her yolun denendiği ifade edildi.

Akademisyenlerin çoğunluğunu ve rektörü yöneten örgütün Üniversiteye hükmetmesinin kolaylaştırıldığı belirtilen iddianamede, FETÖ'nün belirlediği jüri üyelerince örgüt üyesi yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin akademik basamakları üçer beşer atladığı vurgulandı.

Bu kişilerin intihallerle dolu, hiçbir bilimsel değeri olmayan uydurma tezlerle kendilerini yardımcı doçent kadrosunda bulduğu kaydedilen iddianamede, FETÖ/PDY'nin akademik çoğunluğu elde etmesiyle ele geçirdiği anabilim dalı ve bölüm başkanlıkları, fakülte kurulları ve dekanlıklar sayesinde istediği personeli aldığı, istemediğini attığına işaret edildi.

KALKIŞMADA PAY SAHİBİ OLMUŞTUR

İddianamede, örgütün üniversitelerde kurduğu düzenek yardımıyla üyesi olan pek çok subaya hızlandırılmış lisansüstü eğitim ve doktoralar yaptırarak hızlı yükselmeleri ve rütbe almalarını sağladığı ifade edilerek, şu değerlendirmelerde bulunuldu:

“Keza örgüt üyesi birçok hakim ve cumhuriyet savcısı da kendileri için atanan örgüt üyesi tez danışmanları ve sınav jürileriyle el ele vererek master ve doktora mezunu yapılmışlardır. Hukuk fakültesi öğretim üyelerinin ders verdiği Sosyal Bilimler Enstitüsü aracılığıyla Türkiye genelinde örgüt üyesi subaylara, hakimlere ve savcılara yüksek lisans ve doktora diplomaları dağıtılarak birimleri içinde hızla yükselmeleri sağlanmış. Böylece Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesi, 15 Temmuz 2016'da gerçekleştirilen kanlı ve hain darbe girişiminde bulunan sözde general ve subayların yükselmelerine katkıda bulunarak ne yazık ki bu kalkışmada pay sahibi olmuştur.”

AKADEMİK YAYIN İÇİN YAYINEVİ KURMUŞLAR

Bir yandan örgütsel kadrolaşmayı gerçekleştiren zanlıların diğer yandan da kurdukları yayınevi aracılığıyla örgüt mensubu öğretim üyelerinin görevlerinde yükselmelerini sağlayan akademik yayın üretmelerine zemin hazırlandığı anlatılan iddianamede, dekanlığın ele geçirilmesinin ardından sırasıyla bölüm başkanlıkları, anabilim dalları, kürsüler, jüriler, yayın kurulları, editörlükler ve enstitü yönetimlerinin de FETÖ/PDY kadrolarına geçtiği bildirildi.

Fakülte bünyesinde 2011'de yapılan yazılı sınavla büyük çoğunluğu örgüt üyesi 20 asistanın üniversiteye alındığı, öğretim üyeleri ve asistanların kendi aralarında örgüt toplantıları düzenlemelerine olanak sağlandığı belirtilen iddianamede, FETÖ üyesi olmayan öğretim üyelerinin fakülteden ayrılmalarını sağlamak amacıyla kurmaca disiplin soruşturmalarının açıldığını da vurgulandı.

Bu Üniversiteyle ilgili bazı kişisel deneyim ve değerlendirmeler için: http://www.feto-pdy.com/2016/02/fetopdy-inat-akademiye-devam.html

Kaynak: AA

16 Mayıs 2017 Salı

FETÖ'nün “Konuşursan Ölürsün” Dediği Akademisyen İtirafçı Oldu

Örgütteki çözülme nedeniyle paniğe kapılan FETÖ'nün, itirafçıları infazla tehdit etmesi işe yaramadı. Tehdit edilen itirafçılar gizli tanık oldu. FETÖ'cü 4 kişinin tehditlerine boyun eğmeyen akademisyen, savcılığa başvurdu. Derhal önlem alan savcılık, itirafçı olmak isteyen akademisyeni tanık koruma programına aldı. Şahin kod adı verilen gizli tanık, örgütün üniversite yapılanmasının deşifre edilmesini sağladı.



16 Nisan referandumundan sonra 104 FETÖ imamının itirafçı olmasıyla küplere binen örgüt elebaşısının tehditleri işe yaramadı. Konya’da gizli tanık olan bir akademisyen FETÖ abisi Deniz tarafından nasıl ölümle tehdit edildiğini anlattı.

FETÖ'NÜN İTİRAFÇILARA TEHDİDİ SÖKMEDİ

FETÖ elebaşısı Fetullah Gülen'in itirafçılara yönelik hakaretlerine rağmen gizli tanık programına giren itirafçıların sayısı artıyor. Gizli tanıkların anlattıkları örgütün deşifre edilmesi çöküş sürecini hızlandırıyor. Konya'da FETÖ tarafından ölümle tehdit edilen akademisyen Cumhuriyet Savcılığı tarafından gizli tanık programına alındı. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesinde görevli bir akademisyen Konya Cumhuriyet Başsavcılığı'na başvurarak gizli tanık oldu. Tanık koruma programına alınan ve “Şahin” kod adı verilen gizli tanık, ilkokul 2'nci sınıftan bu yana örgüt yapılanması içerisinde bulunduğunu belirterek, hain örgütün kendisini nasıl ölümle tehdit ettiğini anlattı. Selçuk Üniversitesi Hukuk Fakültesindeki asistanların abiliğini yapan FETÖ'cü araştırma görevlisi ile biri avukat 4 kişi tarafından ayrı ayrı tehdit edildiğini belirten gizli tanık, “Hukuk Fakültesindeki asistanların abiliğini yapan Araştırma Görevlisi Mehmet Deniz, bir gün ansızın evime geldi. Diğer örgüt üyelerinin konuşmak istemediğini, benim ise bu kişilerin sürekli yaptığı haksızlıkları her ortamda dillendirip eleştirdiğimi belirterek bana güvenmediklerini söyledi. Konuşmam durumunda bu kişilerin ortak bir şekilde aleyhime şikayetlerde bulunacağı ve gerekirse hayati anlamda sıkıntılar yaşayacağım tehdidinde bulundu” dedi.

O HAİNE 16 YIL HAPİS İSTENDİ

İlkokul, lise, üniversite ve akademisyenlik hayatı boyunca örgütün yaptığı hainlikleri bir bir ifşa eden gizli tanık, örgütün polis kolejine yerleştirdiği üyelerinin kaldığı Antalya'daki lüks villanın adresini verdi. Gülen'in CD'lerinin izlettirildiğini anlatan tanık, “Hukuk fakültesindeki profesörler örgüt evinde sohbetler yapıyordu. Avukatların imamı olan Abidin Gürsoy da eve gelerek örgütü övüyordu” dedi. Maaşından yüzde 10 himmet istendiğini, 17-25 Aralık darbe girişiminin ardından örgütle bağlantısının koptuğunu belirten gizli tanığın ifadelerinin ardından hukuk fakültesindeki örgüt yapılanmasının büyük bir kısmı deşifre oldu. Gizli tanığı tehdit eden tutuklu araştırma görevlisi Mehmet Deniz hakkında terör örgütü üyeliğinden 16 yıla kadar hapis cezası istemiyle dava açıldı.

FETO, SOHBETİNDE HEDEF GÖSTERDİ

Örgüt elebaşısı Fetullah Gülen Türkiye'deki çözülmenin ardından paniğe kapıldı. Örgütün kullandığı “herkul.org” adlı internet sitesinde yayımlanan videoda çaresizlik içinde olduğu görülen terörist başı Gülen, örgütün çöküşünü hızlandıran itirafçılara “Ey itiraf adı altında iftirada bulunan talihsizler. Altın olma varken posa durumuna düşenler. 2-3 günlük dünya hatırına ahiretini kaybedenler” diyerek hakaretler yağdırdı.

FETÖ'de özellikle 16 Nisan referandumunun ardından çözülme giderek arttı. Konya'da gözaltına alınan örgütün 316 mahrem imamından 104'ü itirafçı oldu. İtirafçıların ifadeleriyle yurt içi ve yurt dışındaki yapılanma deşifre oldu. Gözaltına alınacak şüpheli sayısı bin 500'ü geçti. Sabah gazetesi, örgütteki çözülmeyi 5 Mayıs'ta “FETÖ'de itirafçı imam erozyonu” başlığıyla okuyucularına duyurmuştu.

Kaynak: Sabah

12 Mayıs 2017 Cuma

"Mahrem İmam" İtirafçı Oldu, “FETÖ'nün Mahremi”ni Anlattı

FETÖ'nün emniyetteki mahrem yapılanmasına yönelik soruşturması kapsamında etkin pişmanlıktan faydalanmak isteyen şüpheli, örgüte ilişkin önemli açıklamalar yaptı.



2013 ile 2015 yılları arasında Ankara'da Fethullahçı Terör Örgütü (FETÖ/PDY) mensubu polis memurlarının “mahrem abiliği” görevini yürüten ve ByLock kullandığını itiraf eden “Emrullah” kod adlı Hamdullah K., Ankara 6. Sulh Ceza Hakimliğindeki ifadesinde Hamdullah K, ifadesinde şu açıklamaları yaptı:

Liseden mezun olduğum 2006 yılında üniversiteyi kazanamadım. Sonraki yıl hizmetin yurtlarında kalıp bu hareketin dershanelerine giderek, üniversite sınavlarına hazırlandım. 2007'de Konya Selçuk Üniversitesi Çevre Mühendisliği bölümünü kazandım. Afyonkarahisar'daki dershaneden öğretmenim beni Konya'daki mahrem evine yönlendirdi. Gerçek ismi Abdullah olan Konya'daki bir mahrem evi sorumlusunun yanına beni bizzat kendisi götürdü. Bu evde bize 6 ay boyunca Pırlanta isimli kitaplar okutuldu.

Polis Okulu Öğrencilerini 4 Gruba Ayırmışlar

Polis okulu öğrencilerinin çoğunun lisede de örgüte bağlı kişiler olduğunu ifade eden Hamdullah K, polis okulunu yeni kazanan öğrencileri otogarda karşılayarak, mahrem evlere götürdüklerini ve kendileriyle nasıl iletişime geçmeleri gerektiğini anlattıklarını söyledi. Hamdullah K, ifadesine şöyle devam etti:

Biz, bu öğrencileri tekrar bir teste tabi tutup gerçek anlamda bir değerlendirme yaparak birlik, üçlük, beşlik gibi sınıflara ayırıyorduk. Birlik, sempatisi var ama nadir gelen; üçlük, namazını kılıp orucunu tutup arada gelen; beşlik namazını kılan ve sorgusuz itaat eden ve grubu toparlayıp organize eden kişiydi. Zararlı ise hizmet hareketini sevmeyen ve hizmet için kötü konuşanlardı. Polis okulu öğrencileri soyadlarına göre sınıflara yerleştirildikten sonra okul sorumlusu mahrem abi, bize sınıflardan birinin sorumluluğunu vererek sınıfta bulunan irtibatlı öğrencilerle iletişime geçmemizi sağlıyordu. Biz de bizim mahrem eve bağlı polis okulu öğrencilere temasa geçiyorduk. Bu öğrencilerden, yeni öğrencileri mahrem eve getirmesini ve hizmete kazandırmasını istiyorduk. 2008 yılından itibaren ben ve diğer mahrem abiler, hafta sonları cuma akşamından Aksaray'a giderek kimsenin kullanmadığı, bize özel açılmış bir eve giderdik. Bu evi sadece biz bilirdik. Sabah olduğunda çarşıda daha önceden belirlenen randevu yerinde rehber öğrencileri ve getirecekleri yeni kişileri beklerdik.

İlk Maaştan 150-200 Lira Himmet Parası

Polis okulundan mezun olanların kendi belirledikleri şekilde yeni tayin oldukları yerlerdeki mahrem memur evlerine yerleştirildiğini anlatan Hamdullah K, şu bilgileri verdi:

Polis memuru göreve başlayıp ilk maaşını alınca bağlı olduğu mahrem abisi aracılığıyla 150-200 lira arasında himmet parası toplanıyordu. 2008-2012 yılları arasında mahrem memur evine yerleştirdiğimizi hatırladığım polisin birinin adı İlyas K, diğeri Yasin G. ve onun arkadaşı olan Yavuz Ç. isimli polis daha vardı. Bu 3 polis de 5'lik kategorideydi.

FETÖ/PDY Mensubu Polisler Kritik Öneme Sahip

İtirafçı Hamdullah K, FETÖ/PDY mensubu polisleri kritik öneme sahip emniyet birimlerinde çalışmaları için teşvikte bulunduklarını da anlattı:

Polis memurlarını istihbarat, terör, siber ve personel şubeler ve KOM gibi önemli yerlerde çalışmaya teşvik ediyor ve o yerlerde çalışacak donanımlara sahip olmaları için çalışmalarını tavsiye ediyorduk. Zaten biri bu şubelerde göreve başladığında tavsiyeyle diğerlerini de yanına alacağını biliyorduk.

Biat, Hizmet, Himmet

Daha sonra 2013'te Ankara'ya geldiğini anlatan Hamdullah K, açıklamalarına şöyle devam etti: 

Ertan abi bana bir numara verdi ve “Bu kişiyle irtibatı sağla” dedi. Ankara'ya geldikten sonra Fatih kod adlı kişiyle Göksu Parkı'nda buluştuk. Bu kişi, Kızılay'daki FEM Dershanesinde öğretmen olarak çalışan ve esnafın mütevelli heyetinin abisi olarak faaliyet yürütürken, mahrem polis evlerinin abisi olarak görevlendirildiğini anlattı. Bu kişi, daha sonra beni Kemal ve Haşim ile tanıştırıp Ankara'da emniyette görevli polis memurlarını hizmete kazandırma faaliyetine dahil eden kişidir.

Hamdullah K, 2013'ün Eylül veya Ekim ayında Kemal kod adlı Kerem E. ile Haşim kod adlı Burhan G'nin kendisine polislerin mahrem abiliği görevini verdiğini söyledi:

Bana, mahrem memur evlerinde olan emniyet birimlerinde görevli polislerin biat, hizmet, himmet üçgenindeki görevini verdiler.

17-25 Aralık'ta Başaramadık Ancak Mutlaka Sıra Bize Gelecek

FETÖ'nün, 17-25 Aralık sürecinde başarılı olamaması üzerine ABD'li senatörlerle toplantı yaptığını anlatan itirafçı Hamdullah K, konuyla ilgili yapılan başka bir toplantıda konuşulanları ise şöyle aktardı:

17-25 Aralık'tan sonra Eyüp kod adlı kişi Sincan Atatürk Mahallesi Onur Sokak'ta bulunan bir evde toplantı yaptı. Bu toplantının konusu, ABD'nin 17-25 Aralık sürecini nasıl değerlendirdiğiyle ilgiliydi. Toplantıda, ABD'li senatörlerle görüşmelerde bulunulduğu anlatıldı. Sonrasında 17-25 Aralık'ta başaramadıkları ancak mutlaka sıranın bize geleceği söylendi.

Hamdullah K, Eyüp kod adlı şahsın FETÖ'nün üst düzey yöneticilerinden biri olduğunu ve ABD'ye gidip FETÖ elebaşı Fetullah Gülen ile görüşebilen kişilerden olduğunu söyledi.

ByLock'u Hizmetin Kendisi Geliştirdi

FETÖ'nün kriptolu haberleşme programı ByLock kullanımı hakkında da bilgiler veren Hamdullah K, örgütün gizliliğe önem verdiği için ByLock dışında farklı programların da kullanıldığını beyan etti. Hamdullah K, kendisinin de ByLock kullanıcısı olduğunu belirtti:

17-25 Aralık'tan sonra hizmet içinde başarısızlığın korkusu hakim oldu. Bize “Akıllı telefon alın ve Eagle programı yükleyin” dediler. Daha sonra gizliliğe daha çok riayet edildi. Evleri ve buluşma yerlerini değiştirdik. Polislerin evlerine eşli gidilmeye başlandı. Bir süre sonra da telefonlarımıza hizmetin kendisinin geliştirdiğini bildiğim ByLock programı yüklendi. Bana bu programı Kemal kod adlı Kerem E. yükledi. Önce sahte bir mail aldık. Telefonun APN ayarlarını değiştirdik. Ya da bunu değiştirecek ve yurt dışına açılacak şekilde Play Store'den bir uygulama indirdik. Açılan ByLock'a aldığımız mailden bize üst abimizden gelen kullanıcı adı ve şifreyi girerek programı indirmiş olduk. İki kişi birbiriyle ByLock'tan mesajlaşacaksa karşılıklı ortak şifreyi girince birbirlerine gönderilen mesajı alıyordu. Başka grupların Kakao diye bir uygulamayı kullandığını duydum.

Kaynak: NTV