27 Kasım 2018 Salı

Karlov Suikastında TRT'ye Ağır Suçlamalar!

Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davanın iddianamesinde, TRT’ye ağır suçlamalar yöneltildi.



Rusya’nın Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un öldürülmesine ilişkin 28 kişi hakkında açılan davada, olayın hemen ardından görüntüleri haber bülteninde yayımlayan Türkiye Radyo Televizyon Kurumuna (TRT) yönelik ağır suçlamalar yapıldı. Ankara 2. Ağır Ceza Mahkemesine sunulan 607 sayfalık Karlov iddianamesinde, FETÖ’nün medyanın imkânlarını örgütsel manipülasyon amacıyla kullandığı ifade edilirken, görüntülerin TRT’de yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerektiği vurgulandı. Polis Mevlüt Mert Altıntaş’ın Karlov’u öldürme imkânı varken, bunu kamera önünde yaptığına dikkat çekilen iddianamede, “Olay yerine TRT’nin 3G sistemini göndermiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi. Görüntülerin yayımlanmasıyla ilgili TRT çalışanları hakkındaki dosyanın ayrılarak, başka bir soruşturmada devam ettiği vurgulandı. Ayrıca Altıntaş’ın örgüt abisi Şahit Söğüt’ün de TRT bağlantılarına dikkat çekildi.

3G SİSTEMİ GÖNDERİLDİ

Silahlı saldırının gerçekleştiği Çağdaş Sanatlar Merkezi’ne TRT Kurumu tarafından 3G sistemi gönderilmesi nedeniyle, TRT kurumu çalışanları hakkında başlatılan soruşturmanın tefrik edildiği (ayrıldığı) belirtilen iddianamede, ayrı soruşturmanın “2018/171988” sayılı dosya üzerinden devam ettiği belirtildi. Savcı Adem Akıncı tarafından hazırlanan “Saldırı görüntülerinin TRT’de Yayınlanması” başlıklı bölüme yer verilen iddianamede, “Karlov’un vurulma anına ilişkin olay yerinden 3G sistemi üzerinden kayıt alan Türkiye Radyo Televizyon Kurumu tarafından görüntü havuzuna atılan görüntülerin daha sonra TRT 1 Ana Haber Bülteninde yayımlanması hususu üzerinde de bu kapsamda durulması gerekmektedir” denildi.

KAMERALAR ÖNÜNDE SALDIRI

Terörist Altıntaş’ın Karlov’u binaya girdikten sonra göz takibine alması ve bu süreçte eylemini gerçekleştirmesine engel bir durum olmamasına rağmen eylemini gerçekleştirmeyerek, Büyükelçi’nin ses kaydı yapan  kamera önünde konuşmasını beklediği ve örgütün büyükelçinin kameralar önünde hayatını kaybetmesini planladıklarına işaret edilen iddianamede, bunun nedeni olarak “FETÖ/PDY  silahlı terör örgütünün ülke içinde hâlâ güçlü olduğu ve halen büyük çaplı eylemler yapabileceği yönünde propaganda yapma ihtiyacını hissetmesi” olarak gösterildi.

İddianamede, TRT’nin daha önce herhangi bir büyükelçiliğin kültürel bir etkinliğini 3G sistem izlemediği, TRT Haber Dairesi’nde olay günü saat 09.45’te yapılan toplantıda etkinliğin 3G Canlı Yayın Sistemi ve muhabir görevlendirilmesi suretiyle takip edilmesi kararı alındığı anlatıldı. TRT haber sorumlusu S.Y. tarafından konunun takibi için muhabir olarak H.İ.C.nin görevlendirildiği belirtilen iddianamede, TRT’nin nöbet çizelgelerinin savcılık tarafından incelendiği, muhabir H.İ.C.nin 21 Aralık tarihinde nöbetçi olduğunun ancak bu tarihte nöbetçi olan A.B. adlı muhabir ile nöbetini değiştirerek nöbetini 19 Aralık’a aldığı vurgulandı.

ANA HABERE VERİLDİ

TRT Haberde Yayın Yönetmeni olarak görev yapan Kezban Bülbül’ün görüntüleri izlemesinden sonra TRT Haber Dairesi Başkanı Yaşar Taşkın Koç ile görüşme yaptığı belirtilen iddianamede, bu görüşme neticesinde söz konusu görüntülerin yayımlanmaması, ISOFT sisteminden silinmesine karar verildiği anlatıldı. Bülbül’ün görüntülerin delil teşkil etmesi nedeniyle, yedeğinin alınarak sistemden silinmesini istediği öne sürülürken, “Bu esnada saat 19.17.18 sıralarında ISOFT sistemine atılan görüntüler yaklaşık 20 saniye sonra TRT 1 Ana Haber Bülteni ekibinde görev yapan M.E.Ç. tarafından Erhan Çelik’in talimatıyla ISOFT sisteminden indirildi ve üzerine TRT logosu bindirilerek yayına hazır hale getirildi. Hazırlanan görüntü saat 19.30’daki Ana Haber Bülteni’nde yayımlandı” denildi.

“HABERCİLİKLE AÇIKLANAMAZ”

İddianamede ayrıca, “Saldırı eyleminin açık bir şekilde terör eylemi olduğunun belli olmasına rağmen TRT kurumunun bağlı olduğu yayın ilke ve esaslarına aykırı olarak sayın büyükelçinin vurulma anına ilişkin görüntülerin sansürsüz, buzlanmadan, herhangi bir kısıtlamaya dahi tutulmadan  kısa süre içerisinde  yayımlanmış olması hususu dikkate alındığında olay yerine 3G sisteminin gönderilmiş olması ve sonrasında yaşanan gelişmelerin gerçekleşen saldırı ile bağlantılı olduğu, bu hususun habercilik ve haber yapma kavramları ile açıklanamayacağı anlaşılmıştır” denildi.

Kaynak: Cumhuriyet

14 Kasım 2018 Çarşamba

FETÖ'cü Subay, Avukatıyla Eş Cinsel İlişkiye Girerken Yakalandı

Darbe girişiminde aktif rol alan ve ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan eski yüzbaşı Üstün, görüşme odasında kuzeni ve aynı zamanda avukatı olan A.B.O. ile uygunsuz vaziyette yakalandı.



FETÖ’nün hain darbe girişiminde yer alan ve Deniz Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Mesut Özel’in kelepçeleyerek rütbelerini sökülüp Maltepe Cezaevi’ne götürülmesi olayının organize eden eski yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, geçtiğimiz ocak ayında ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Üstün’ün yattığı Silivri Cezaevi’nde akıllara durgunluk veren bir cinsel sapıklık olayına imza attığı ortaya çıktı.

KAMERA ALANINDAN ÇIKTILAR

Silivri 6 No.lu Cezaevinde kalan Üstün, 18 Haziran 2018’de aynı zamanda kuzeni de olan avukat A.B.O. ile görüşme yapacağını bildirdi. Görüşme odasına alınan Üstün ve A.B.O., burada karşılıklı konuşmaya başladı. Odada bulunan kameralar tarafından görüntülenen ikilinin bir ara kameraların açısından çıktığını fark eden infaz koruma memurları hemen görüşme odasına gitti. Birkaç dakika sonra odaya giren infaz koruma memurları gördükleri manzara karşısında şoke oldu!

KOĞUŞU DERHAL DEĞİŞTİRİLDİ

Darbeci eski Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün ile (erkek) kuzeni ve avukatı olan A.B.O’nun cinsel ilişki halinde olduklarını gören infaz koruma memurları ikiliyi odadan çıkartıp tutanak tuttu. FETÖ’cü sapık darbeci Üstün’ün kaldığı koğuş ve oda değiştirilirken, avukat da cezaevinden çıkartıldı. 

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Üstün hakkında Silivri Cumhuriyet Savcılığı tarafından cinsel taciz suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Üstün ile cinsel ilişki halinde yakalanan avukat A.B.O. hakkında soruşturma açılabilmesi için de Adalet Bakanlığı aracılığıyla İstanbul Barosu’na başvuruda bulunuldu. Baro’nun izin vermesi durumunda avukat hakkında da dava açılacağı öğrenildi.

Kaynak: Akşam

FETÖ, Hedefleri İçin “Masumları Ezmeyi” Mübah Görmüş!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün hedeflerine ulaşmak için masum insanları öldürmeyi göze aldığı bir kez daha ortaya çıkarıldı.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede 6'sı eski ÖSYM çalışanı 10 sanığın, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “ÖSYM kanununa muhalefet”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere itirafçı olan eski ÖSYM çalışanı İ.P., FETÖ'ye dair bildiklerini ve örgütün ÖSYM'deki faaliyetlerini anlattı.

İtirafçı İ.P., FETÖ yapılanmasıyla üniversitede öğrenim gördüğü İzmir'de tanıştığını, mezun olduktan sonra da FETÖ ile iltisaklı bir kurumda yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladığını belirtti.

İlerleyen süreçte Ankara'ya gelerek Türk Telekom'da çalışma hayatına devam ettiğini anlatan İ.P., maaşının düşük olduğu gerekçesiyle buradan ayrılarak ÖSYM'ye başvurduğunu, 2012 yılı Ocak ayından itibaren ÖSYM Bilgi Güvenliği ve Yönetimi Daire Başkanlığında bilişim personeli olarak çalışmaya başladığını dile getirdi.

Üniversite yıllarından itibaren FETÖ sohbetlerine katılmaya devam ettiğini, bu süreçte farklı “FETÖ imamları”nın kendisiyle ilgilendiğini aktaran İ.P., ÖSYM'de işe başladıktan 4 ay sonrasına kadar hiçbir örgüt üyesinin kendisiyle temasa geçmediğini, daha sonra “Mahir” kod adlı firari Bekir Şimşek'in kendisini “Halit” kod adlı FETÖ'cü ile tanıştırdığını ve “Bundan sonra senin ÖSYM abin budur.” ifadelerini kullandığını bildirdi.

“Halit” kod adlı örgüt üyesinin, kısa süre sonra ÖSYM çalışanı itirafçı C.İ. ile kendisini aynı sohbet grubuna dahil ettiğini belirten İ.P., belirli aralıklarla yapılan sohbetlerde dini konuların görüşüldüğü ve örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ait videoları izlenildiğini söyledi.

FETÖ, ÖSYM'YE ÖZEL ÖNEM VERMİŞ!

İfadesinde, kendisinden sorumlu FETÖ'cü Halit'in, ÖSYM'deki işlere ilişkin kendisine sorular sorduğunu açıklayan İ.P., soruları geçiştiren cevaplar ile ÖSYM'ye ilişkin net bilgiler vermediğini savundu.

Örgütün ÖSYM'ye özel önem verdiğini kaydeden İ.P. sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halit bana, ÖSYM'nin çok önemli kurumlardan birisi olduğunu, cemaat olarak bu kuruma çok önem verildiğini, gizliliğin çok önemli olduğunu söyledi. Cemaat mensuplarının ÖSYM içerisinde deşifre olmamak için cuma namazı kılmaması, herkesin içinde kolaylıkla oruç bozabilmesi gerektiğini söyledi. Telefon numarasını eline yazarak gösterdi ve bu şekilde hemen ezberlememi istedi, herhangi bir yere yazmama müsaade etmedi. Anormal bir durum olduğunda kendisini ankesörlü telefondan aramamı, bunun haricinde kesinlikle aramamamı istedi.

ÖSYM'de çalıştığımız sırada kesinlikle namaz kılmamamızı, bayram namazlarına gitmememizi, gitmemiz halinde oturduğumuz adrese uzak bir camiye gitmemizi ve dindar olduğumuzu kimseye hissettirmememizi söyledi. Kendimi bu yüzden ajan gibi hissetmeye de başladım. Sohbetin birinde bana ve C.İ.ye, 'ÖSYM'de ne olup bittiği konusunda doğru düzgün bilgi getirmiyorsunuz, çaycılar bile sizden daha iyi bilgi getiriyor'. dedi."

“MASUM İNSANLARI SAVAŞI KAZANMAK İÇİN EZER MİSİN?”

FETÖ'nün 17-25 Aralık'taki operasyonlarından sonra ne kadar tehlikeli olduğunu anladığını beyan eden İ.P., Gezi Parkı olayları sırasında da örgüt üyelerinin eylemcileri destekler nitelikte ifadeleri olduğunu belirtti.

Örgütün devlet için tehlikeli bir boyuta geldiğini düşünmeye başlamasından sonra “sohbet” adı verilen toplantılara katılmama kararı aldığını aktaran itirafçı İ.P., son kez çağrıldığı örgüt toplantısında yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Halit kod adlı M.D., gözyaşları içinde bana Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil'in Fetullah Gülen'in bedduası ile ilgili yorumunu İnternetten izletmeye çalıştı. Daha önceden zaten izlediğimi ve gereksiz olduğunu söyledim. Halit kod adlı FETÖ'cü bana, 'Sen bir ordunun komutanı olsan ve tankların olsa masum insanları ezmeden savaşı kazanamayacağını bilsen, bu masum insanları savaşı kazanmak için ezer misin?' diye sordu. Bu soruya şaşkın bir şekilde cevap veremedim, düşündükten sonra 'Böyle bir şey olamaz ve yapamam' dedim.”

Kaynak: AA