Eski emniyet müdürleri Ali Fuat
Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da yargılandığı Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel
Devlet Yapılanmasının (FETÖ/PDY) “casusluk ve yasa dışı dinleme” davasının ilk
duruşması 15 Şubat’ta yapılacak. İddianamede Fethullah Gülen hakkında çarpıcı
tespitler var. Gülen’in, Müslümanlarının ruhani liderliğine soyunduğu ve Papa
ile siyasi birliktelik oluşturup Müslümanlarca kutsal sayılan yerlerin
idaresinin üç dinin temsilcisine verilmesi gibi BM’ye önerge verebilecek
seviyede dini ve siyasi argümanlar organize ettiğine dikkat çekiliyor.
Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da aralarında bulunduğu 23’ü tutuklu 143 polisin yargılandığı “casusluk ve yasa dışı dinleme” davasında, tüm sanıkların “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Yılmazer hakkında ayrıca:
- silahlı örgüt kurmak veya yönetmek,
- resmi belgede sahtecilik,
- iftira,
- görevi kötüye kullanma,
- haberleşmenin gizliliğini ihlal,
- kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması,
- özel hayatın gizliliğini ihlal,
- kişisel verilerin kaydedilmesi,
- verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme,
- kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri yok etmeme
Eski emniyet müdürleri Ali Fuat Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da aralarında bulunduğu 23’ü tutuklu 143 polisin yargılandığı “casusluk ve yasa dışı dinleme” davasında, tüm sanıkların “cebir ve şiddet kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapisle cezalandırılması istenen iddianamede, sanık Yılmazer hakkında ayrıca:
- silahlı örgüt kurmak veya yönetmek,
- resmi belgede sahtecilik,
- iftira,
- görevi kötüye kullanma,
- haberleşmenin gizliliğini ihlal,
- kişiler arasındaki konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması,
- özel hayatın gizliliğini ihlal,
- kişisel verilerin kaydedilmesi,
- verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele geçirme,
- kanunların belirlediği sürelerin geçmiş olmasına karşın verileri yok etmeme
suçlarından bin 924 yıla kadar,
Demirhan hakkında da aynı suçlardan 5
bin 735 yıla kadar hapis cezası talep edildi.
Dünya çapında istihbarat örgütü
FETÖ/PDY’nin anlatıldığı
iddianamede, örgütün, elinde bulundurduğu tüm kurum ve kuruluşların sayısı ve
büyüklüğü, ulaştığı mali güç ve topladığı para göz önüne alındığında dünya çapında bir istihbarat örgütü haline
geldiği, Türkiye Cumhuriyeti Devletine gizli, örtülü ve açıktan savaş ilan
ettiği, devletin kurum ve kuruluşlarıyla mücadeleye giriştiği ve elinde
bulundurduğu medya gücüyle psikolojik harp taktik ve tekniklerini uyguladığının
anlaşıldığı belirtildi.
Papa ile siyasi birliktelik oluşturdu
İddianamede örgüt lideri Fetullah
Gülen ve örgüt hakkında şu değerlendirmede bulunuldu: “Gülen, ilk etapta devlete karşı savaş vererek hedeflere ulaşmanın
yıpratıcı olacağını teşhis etmiş; bu nedenle mevcut sistemi yıkmak yerine devletin
tüm kurumlarını ele geçirmeyi hedeflemiştir. Dünya siyasetine şekil vermeye
çalıştıkları, örgüt liderinin kendisini dünya imamı olarak gördüğü, dünya
Müslümanlarının ruhani liderliğine soyunduğu, Hristiyan âleminin ruhani lideri
olan Papa ile siyasi birliktelik oluşturup Müslümanlarca kutsal sayılan
yerlerin idaresinin dahi üç dinin temsilcisine verilmesi gibi BM’ye önerge
verebilecek seviyede dünya çapında dini ve siyasi argümanlar organize etmek
suretiyle Türkiye Cumhuriyeti Devletine karşı paralel yapılanma teşkil
ettirdikleri, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin temel siyasetlerine aykırı
siyaset geliştirip uygulamaya koymaya çalıştıkları göz önüne alındığında
Paralel Devlet Yapılanmasının gücü ve boyutları daha iyi anlaşılacaktır.”
Örgüt lideri Gülen’in arşivinden
de bahsedilen iddianamede, “Gülen’in
sahip olduğu arşivde örgütün yasa dışı adli ve önleme dinlemeleri, kendine ait
gelişmiş cihazlarla yaptığı teknik takip, telefon ve ortam dinleme kayıtları,
kamu personeline yönelik fişlemeler ve örgütle teması olan öğrencilerin ve
ailelerinin bilgileri bulunmaktadır. Kamu kurumlarında çalışan örgüt
mensuplarının bilgileri de örgüt tarafından güncel olarak arşivlenmektedir”
ifadelerine yer verildi.
Müşteki ve mağdurlar özenle seçildi
FETÖ/PDY şüphelilerinin 2008’den
2013’e kadar kesintisiz bir biçimde hukuksuz eylemlerini sürdürdükleri ve yasa
dışı örgütlenme oluşturup suç işlemek amacıyla bir araya geldikleri belirtilen
iddianamede, devletin istihbarat faaliyetleri kapsamında görevlerinin sağladığı
nüfuz ve güçle, yasal yetkilerini görev gereklerine aykırı kullanarak,
amaçlarına ulaşmak için toplumda ve kamuoyunda tanınan belirli ekonomik güce
sahip kişileri, basın ve siyaset alanında belirli konumu olan, devlet bürokrasisi
içerisindeki kişileri ve belirli dini toplulukların ileri gelenlerini terör ve
organize suç örgütleriyle ilişkilendirdikleri ifade edildi.
Mağdur ve müştekilerin kullandığı
telefon hatları, cihazlarıyla ilgili önleme dinlemesi faaliyetlerinin örgütsel
bir amaç için gerçekleştirildiği ve bu şekilde elde edilen bilgi ve kayıtların
örgütsel bir amaç için kullanıldığı kaydedilen iddianamede, şüphelilerin idari
yönden yapmış oldukları bu usulsüzlük ve aykırılıkların Türk Ceza Kanunu’ndaki
karşılıklarına da yer verildi. İddianamede, “PDY
şüphelilerinin amaçlarına ulaşmak için araç suçları kesintisiz ve sürekli bir
şekilde toplumun tüm katmanlarına karşı işledikleri anlaşılmıştır” denildi.
Çok sayıda ünlü isim dinlendi
Emekli Orgeneral Edip Başer, eski
MHP Milletvekili Ümit Özdağ, Gençlerbirliği Spor Kulübü Başkanı İlhan Cavcav,
öldürülen iş adamı Üzeyir Garih’in kızı Dalia Garih, iş kadını Leyla Alaton,
eski manken Deniz Akkaya, oyuncu Peker Açıkalın ile gazeteciler Hüsnü Mahalli,
Müge Anlı ve Oray Eğin’in de aralarında bulunduğu 57 kişinin “mağdur” olarak
yer aldığı iddianamede, iş adamları Aydın Doğan, Mehmet Ali Yalçındağ, İnan
Kıraç, Adnan Polat, TOBB Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu, eski MHP Milletvekili
Özcan Yeniçeri, AK Parti Milletvekili Metin Külünk, eski TBMM Başkanvekili
Sadık Yakut, eski Anayasa Mahkemesi Başkanı Yekta Güngör Özden, İstanbul
Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, eski emniyet müdürleri Emin Arslan, Sabri Uzun
ve Hanefi Avcı, gazeteciler Fatih Altaylı, Ali Eyüboğlu, İbrahim Karagül, Fikret
Bila ve Ahu Özyurt ile yazar Kadir Mısıroğlu’nun da aralarında bulunduğu 209
kişi ise “müşteki” sıfatıyla bulunuyor.
Müebbet hapis isteniyor
İddianamede, soruşturma
kapsamında tutuklu bulunan eski emniyet müdürleri Erol Demirhan ve Ali Fuat
Yılmazer’in de aralarında olduğu tüm sanıklar hakkında “cebir ve şiddet
kullanarak Türkiye Cumhuriyeti hükümetini ortadan kaldırmaya veya görevlerini
yapmasını kısmen veya tamamen engellemeye teşebbüs” suçundan ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezası talep ediliyor.
İddianamede, diğer 141 sanığın “resmi belgede sahtecilik, iftira, görevi
kötüye kullanma, haberleşmenin gizliliğini ihlal, kişiler arasındaki
konuşmaların dinlenmesi ve kayda alınması, özel hayatın gizliliğini ihlal,
kişisel verilerin kaydedilmesi ve verileri hukuka aykırı olarak verme veya ele
geçirme” gibi suçlardan 35 yıldan
878 yıla kadar hapisle cezalandırılması öngörülüyor.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı
Terör ve Örgütlü Suçlar Bürosu savcılarından Okan Özsoy tarafından yürütülen “casusluk
ve yasa dışı dinleme” soruşturması kapsamında ilk operasyon 22 Temmuz 2014’te
gerçekleştirildi.
Aralarında Ali Fuat Yılmazer ve
Erol Demirhan’ın da bulunduğu 18 şüpheli tutuklandı, bazıları ise adli kontrol
kararıyla serbest bırakıldı. Soruşturma kapsamında, ikinci operasyon Kasım 2014’te
Tekirdağ ve Edirne İstihbarat Şube Müdürlüklerindeki yasa dışı dinlemelerle
ilgili yapıldı. Operasyon kapsamında aralarında eski istihbarat şube
müdürlerinin de bulunduğu 5 kişi tutuklandı.
Savcı Özsoy’un, 26 Ekim 2015’te
tamamladığı soruşturma sonucunda aralarında eski emniyet müdürleri Ali Fuat
Yılmazer ve Erol Demirhan’ın da bulunduğu 143 polis hakkında hazırladığı 721
sayfalık iddianame, İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesi'ne gönderildi. Savcı
Özsoy, aralarında FETÖ/PDY’nin örgüt lideri Fetullah Gülen ile örgütün
yöneticisi olduğu iddia edilen bazı sivillerin de bulunduğu 31 şüpheli
hakkındaki dosyayı ayırarak, FETÖ/PDY’nin ana soruşturmasının yapıldığı Ankara
Cumhuriyet Başsavcılığı'na gönderdi.
İstanbul Cumhuriyet Savcısı Okan
Özsoy tarafından hazırlanan iddianamede, soruşturmanın, İçişleri Bakanlığı
Teftiş Kurulu Başkanlığı tarafından İstanbul, Tekirdağ ve Edirne Emniyet
Müdürlükleri bünyesinde bulunan istihbarat şube müdürlüklerinde
telekomünikasyon yoluyla yapılan önleyici istihbarat faaliyetleri ile ilgili
iletişimin tespit edilmesi, dinlenilmesi, kayda alınması ve sinyal bilgilerinin
değerlendirilmesinde tespit edilen usulsüzlükler ve konusu suç teşkil eden
eylemler hakkında çok sayıda tevdi raporu tanzim edilip gönderilmesi üzerine
başlatıldığı belirtildi.
Soruşturma akabinde şüphelilerin
çok sayıda kurum, kuruluş ve kişilere karşı hukuk dışı gizli ve açık,
yönetmelik, genelge ve tamimlerde yeri olmayan çok sayıda değişik usul ve
yöntemler geliştirerek, bu hukuk dışı usulsüz yöntem ve usulleri sırası ile
hedef şahıslara uyguladıklarının anlaşıldığının tespit edildiği kaydedilen
iddianame, İstanbul, Tekirdağ ve Edirne Emniyet Müdürlükleri bünyesinde bulunan
istihbarat şube müdürlüklerinde telekomünikasyon yoluyla yapılan önleyici
istihbarat faaliyetleriyle ilgili iletişimin tespit edilmesi, dinlenilmesi,
kayda alınması ve sinyal bilgilerinin değerlendirilmesinde belirlenen
usulsüzlükler ve suç teşkil eden eylemlere yer verildi.
Kaynak: Yenişafak (http://www.yenisafak.com/gundem/gulen-papa-ortakligi-iddianamede-2410765)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder