27 Mart 2021 Cumartesi

Kripto FETÖ'cülere Devlete, Siyasete ve STK'lara Sızma Talimatı

FETÖ’den kripto üyelere yeniden örgütlenme ve devlet kurumları, siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarına sızma talimatı geldi. Bu plan doğrultusunda kimlikleri henüz deşifre olmayan FETÖ’cüler farklı dini gruplara girerek izlerini tamamen kaybettiriyor, kendilerini “renklendiriyor.” Bu kişiler FETÖ aleyhinde söylemlerde bulunuyor, fark edilirlerse bu kez pişman olduklarını dile getiriyor. Örgüt bu kriptolardan ne pahasına olursa olsun, sızma konusunda ısrarcı olmalarını istedi. Talimatlarda “Gözaltına alınacağınızı, hapse atılacağınızı da bilseniz kurumlara girme konusunda ısrarcı olun” deniliyor.

FETÖ’den kripto üyelerine yeniden örgütlenme ve devlet kurumları, siyasi partiler ile sivil toplum kuruluşlarına sızma talimatı geldi. 15 Temmuz darbe girişiminin ardından FETÖ üyesi binlerce kamu çalışanı KHK’larla ihraç olmuş; cumhuriyet başsavcılıklarınca yürütülen ve örgütün dip noktalarına kadar inen soruşturmalarla örgütün mahrem yapılanmaları deşifre edilmişti. Devletin kritik kurumlarından önemli oranda temizlenen FETÖ, yeniden örgütlenmeye çabasına başladı.

PİŞMAN OLDUĞUNUZU SÖYLERSİNİZ!

Güvenlik kaynakları örgüte “yeniden yapılanın” talimatı verildiğini belirledi. Bu talimat sonrası harekete geçen kripto örgüt üyeleri, farklı dini grup ve cemaatlerin içine sızarak izini kaybettirme çabasına girdi. Örgüt içinde “renklendirme” adını verdikleri yöntemle sızdıkları farklı dini gruplarda FETÖ aleyhinde söylem ve eylemlerde bulunmaları istenildi. Kripto FETÖ’cülere, “Eğer farkedilirseniz pişman olduğunuzu ve kandırıldığınızı söyleyin!” telkininde bulunuldu.

ISRARCI OLUN, PARTİLERE SIZIN

Örgüt daha önce kumpas ve kasetlerle dizayn etmeye çalıştığı siyasi partilere de yeniden kanca attı. Örgüt deşifre olmamış FETÖ’cülere “Siyasi parti teşkilatlarına katılın ve etkin olun!” talimatı verdi. Örgüt bu kriptolardan ne pahasına olursa olsun, sızma konusunda ısrarcı olmalarını istedi. Talimatlarda “Gözaltına alınacağınızı da, hapse atılacağınızı da bilseniz kurumlara girme konusunda ısrarcı olun!” denildiği belirlendi. Örgüt üyelerinin daha önce ortaya çıkan ByLock yazışmalarında FETÖ’nün partilere sızma girişimleri de deşifre olmuştu.

ÖZEL OLARAK EĞİTİLİYORLAR

Türkiye genelinde yürütülen operasyonlarda örgütün kamu kurum ve kuruluşlarına sızma gayretini gösteren bilgilere ulaşıldı. Bir çok ilde yeniden yapılanmaya giden örgütün kamuya sızdırmak istediği üyelerine evlerde kurslar verdiği belirlendi. Yeniden yapılanma çabasının bir ayağını da örgüt içi evlilikler oluşturuyor. FETÖ, örgüt içi katalog evlilikleri de yaptırmaya başladı. Yeniden yapılanma talimatının ardından cezaevinden çıkan ve deşifre olmamış olan örgüt mensupları mahrem imamların kontrolünde katalog usulü ile evlendiriliyor. Fotoğraf albümü ve özgeçmişlerden oluşan katalog evlilikleriyle FETÖ, hem örgüte dışarıdan birinin sızmasını engelliyor hem de dışarıya bilgi sızmasını engelleyerek örgütsel bilgilerin güvenliğini sağlıyor.

KaynakYenişafak

11 Şubat 2021 Perşembe

Siber Uzmanların Büyük Başarısı: Çöpten Çıkan Disklerden 5 bin FETÖ'cü Deşifre Edildi!

“Mahrem imam”ın çöpe attığı şifreli diski siber uzmanlar çözdü ve 5 bin FETÖ’cü deşifre oldu. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nden sonra Jandarmadaki mahrem yapılanmaya yönelik olarak yapılan operasyon sırasında “Marmara Bölge İmamlığı”nı yapan Nihat Keskin, evinin yangın merdiveni boşluğu ile çöp kutusuna flaş bellek ile SD kart attı. Çöpten ele geçirilen bu bellekler, Milli İstihbarat Teşkilatı ile Emniyetin Siber ve Terör Daire Başkanlıkları tarafından oluşturulan siber uzmanlar ekibi tarafından tam 4 yıl sonra çözüldü.

ŞİFRE KIRILDI, DEŞİFRE TAMAMLANDI

SABAH'ın ulaştığı bilgilere göre, özel programlarla şifrelenen disklere yanlış şifre girildiğinde içerisindeki veriler siliniyordu. Ancak oluşturulan siber uzmanlar ekibinin, kartların şifresini kırmayı başarmasıyla birlikte önemli bilgilere ulaşıldı ve FETÖ'nün mahrem yapısına ciddi bir darbe vuruldu. Elde edilen verilerden, aralarında aktif görevlilerin de bulunduğu 4 bin jandarma personeli ile binden fazla mahrem imam deşifre edilmiş oldu.

Bu gelişme üzerine Ankara'da peş peşe operasyonlar başlarken, İçişleri Bakanı Süleyman Soylu'nun da Türkiye Büyük Millet Meclisinde vekillere özel olarak anlatmak istediği Jandarmadaki mahrem yapılanma soruşturmasının da bu soruşturma kapsamındaki bilgiler olduğu öğrenildi.

MARMARA BÖLGE TEMSİLCİSİ DEŞİFRE EDİLDİ

15 Temmuz hain darbe girişimi sonrasında Fetullahçı Terör Örgütü'nün Jandarma yapılanmasına yönelik yürütülen soruşturmalarda darbe girişiminden iki ay sonra FETÖ elebaşı Gülen'e doğrudan bağlı olarak konumlanan örgütün sözde Türkiye Jandarma imamına bağlı “Marmara Bölge Temsilcisi” Nihat Keskin deşifre oldu.

2016 yılı Eylül ayında İstanbul Bahçelievler Kudret Saraçoğlu İlkokulunda matematik öğretmeni olarak görev yaptığı belirlenen Keskin'in adresi tespit edildikten sonra adresine baskın yapıldı. Polislerin eve girdiği sırada mahrem imam, apartmanın yangın merdivenleri boşluğunda bulunan çöp kovasına bazı malzemeler attı. Olay yeri inceleme ekipleri tarafından giriş kapısının sağında bulunan çöp kovası içerisinde hafıza kartları bulundu. Kartların birinde etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanma talebiyle açıklamalarda bulunan örgüt mensuplarının ifadeleri çıkarken diğer dijital veriler şifreli olduğu için açılamadı.

JANDARMA MENSUPLARINA EMİR VERİYORDU

Örgütün şifreli mesajlaşma programı “ByLock” kullanıcısı da olan Keskin'in örgütün üst düzey yöneticisi olduğu, Jandarma teşkilatına elemen sızdırdığı, yükselmelerini sağladığı ve sınav sorularını verdiği belirlendi. Marmara bölgesindeki tüm sivil ve jandarma personeli örgüt mensuplarını komuta yetkisi olduğu belirlenen Keskin'in örgütün amacı doğrultusunda örgüt üyelerine görev ve emir verdiği böylece darbe girişimine kalkışma suçunu işlediği de belirlendi.

SİBER UZMANLAR DİJİTAL VERİLERİ ÇÖZDÜ

3 kez ağırlaştırılmış müebbet ve 22,5 yıla kadar hapis cezası istemiyle tutuklu yargılanan Keskin, inkara sarılarak örgüt faaliyetlerini kabul etmedi. Çöp kutusuna attığı ve yanlış şifre girildiğinde içeriğindeki bilgiler silinen dijital verilerin ise Milli İstihbarat Teşkilatı ile Emniyet Genel Müdürlüğü Siber ve Terör Daire Başkanlıklarında oluşturulan siber uzmanlar ekibi tarafından çözülmesi için çalışma başlatıldı. 4 yıl süren çalışmalar sonrasında şifreli disklerin içeriğine ulaşıldı. Disklerin şifrelerinin çözülmesiyle birlikte Jandarmadaki FETÖ yapılanmasının büyük bir bölümü açığa çıktı.

ŞİFRELİ DİSKLERDEN 5 BİN ÖRGÜT ÜYESİ DEŞİFRE OLDU

Ele geçirilen materyallerin incelenmesi sonrasında Marmara Bölge İmamı olan Keskin'in, örgüt abileri tarafından Jandarma personelleri hakkında kendisine getirilen bütün bilgileri dijital veri hâline dönüştürerek şifreli programlarla disklerde sakladığı belirlendi. Yüzde 50'ye yakını çözülen disklerden elde edilen verilerle, 4 bini jandarma personeli olan 5 bin FETÖ üyesi deşifre edildi.

OPERASYONLAR BAŞLADI

Geçen yıl 6 Kasım'da Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Terör Suçları Soruşturma Bürosu tarafından ilk etabı yapılan operasyonlarda şifreli verilerden isimleri çıkan Jandarmadaki mahrem abilerden 73'ü hakkında gözaltı kararı verildi. Gözaltına alınan örgütün 73 sivil imamından 60'ı itirafçı oldu. İlk kez bir operasyonda yüzde 82 gibi büyük bir itirafçı oranı çıktı. Soruşturma birimleri, disklerdeki verilerin net olması nedeniyle gözaltına alınan zanlıların cezadan kurtulamayacağı için etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak istediğini belirtti. Operasyonların ikinci etabında ise Jandarma Genel Komutanlığından ihraç edilen 1 yarbay, 1 binbaşı, 4 yüzbaşı, 17 üsteğmen, 2 teğmen, 17 astsubay, 22 askeri öğrenci ile 2'si mahrem imam olan 66 şüpheli Ankara merkezli 25 ilde 29 Ocak'ta gözaltına alındı.

SOYLU: “KORKUYA KAPILDIM!”

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, TBMM Genel Kurulunda, özel olarak çağrılırsa Jandarmadaki mahrem yapılanmayı anlatabileceğini ve bunun inanılır olmadığını dile getirmişti. Soylu'nun kastettiği yapılanmanın da şifreli disklerinden çıkan bilgilerden elde edilen bu yapılanma olduğu  öğrenildi.

Kaynak: Sabah

3 Ekim 2020 Cumartesi

Fenalık Uzmanı FETÖ'den “Devrilmeyecek Ağaç Yoktur!” Düsturlu Mobbing Talimatnamesi

İzmir'de FETÖ'nün Türk Silahlı Kuvvetlerine (TSK) sızan rütbeli mensuplarına yönelik soruşturma kapsamında haklarında dava açılan 8 sanıkla ilgili iddianamede FETÖ mensubu olmayan subay ve adaylarının TSK'dan atılmaları ve ayrılmalarını sağlayacak yöntemlerin bir talimatname altında toplandığına dikkat çekildi.

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında 8 şüpheli hakkında hazırlanan ve 27 mağdur-müştekinin yer aldığı iddianamede sanıkların “silahlı terör örgütüne üye olma” suçundan cezalandırılması talep edildi.

FETÖ'nün TSK'ya sızma ve tamamen ele geçirme hedef ve stratejisi doğrultusunda örgüt mensubu subaylar ve adayları tarafından örgüt mensubu olmayanlara karşı gerçekleştirilen baskı, mobbing, yıldırma, taciz, kötü muamele, iftira, şantaj, tehdit ve işkenceye varan uygulamaları konu alan soruşturmanın sonunda düzenlenen iddianame, dikkati çekici detaylar içeriyor.

Soruşturmanın dayanağını ise Ankara'daki Kara Harp Okulu darbe girişimi davasında çarptırıldığı ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası onanan eski albay Erdoğan Kurt'un el konulan ve incelenen bilgisayarında oluşturulmuş bir belge oluşturdu.

Erdoğan Kurt'un bilgisayarında rastlanan belgede Kara Harp Okulunda FETÖ'den olmayan hedef personelin nasıl okuldan uzaklaştırılacağı ile ilgili talimatname ve emirlerin bulunduğuna işaret edilen iddianamede, şunlar kaydedildi:

Silahlı terör örgütünün ve TSK içerisine sızdırdığı hain mensuplarının, hiçbir insani ve ahlaki değer gözetmeksizin, kendilerinden olmayan, vatanı ve milleti için canını vermeye hazır, dürüst, namuslu, cesur ve başarılı birer Türk subayı olan ve olmayı hedefleyen şerefli vatan evlatlarına karşı, Türk Silahlı Kuvvetlerinden kendiliklerinden ayrılmalarını veya atılmalarını sağlamak amacıyla gerçekleştirecekleri her türlü hain, sinsi, ahlaksız ve kuralsız eylem ve yöntemlere yer verildiği görülmektedir.

İddianamede talimatnamenin içeriğine dair şu ifadeler yer aldı:

DEVRİLMEYECEK HİÇBİR AĞAÇ YOKTUR!

Şekillendirme yönteminde kanunun etkili olarak uygulanması ve sonuç alınabilmesi için amirlerimiz tarafından elverişli bir yönetim iklimi oluşturulmalıdır. Bu hususu açmak gerekirse, 'devrilmeyecek hiçbir ağaç yoktur.' Amir, öncelikle emir komuta ettiği personeli küçük büyük ayırt etmeden tam olarak tanıyacak, hedefteki personele yoğunlaşacaktır. 

Hedef personel, ne kadar disiplinli gözükürse gözüksün, dikkatli bir takip sonucu eksiklikleri, zafiyetleri kolayca tespit edilebilir. Eğer amir, kararlı bir tavır sergilerse, ilk darbede hedef personel sarsılacaktır. Diğer bir ifade ile hedef yumuşatılmış olacaktır. Baskının sürdürülmesi ile birlikte hedef personel daha fazla hata yapacaktır.

Amirin bir görevi de ast amirleri disiplin tesisi konusunda eğitmektir. Ast amir, müspet bir kişi ise bazen havuç bazen sopa ile hedef personel hakkında işlem yapmasını sağlamalıdır. Eğer ast amir, menfi bir kişi ise ona karşı da zor kullanarak, (tabiri caizse) iti ite kırdırmalıdır.

Sistemin yürümesi için hiç kimse vazgeçilmez değildir. Amir “bu kişi benim işime çok yarıyor. Bu kişi olmazsa bu iş çöker” yanılgısına düşmemelidir. TSK'da herkesin ve her işin bir alternatifi vardır. Amir herkesi yedekleyecek tedbir almak zorundadır. Bu düşünceden hareketle amirin hedef personelin TSK'dan ayrılması konusunda isteksiz bulunması son derece hatalı olacaktır.

Hedefteki personel ne kadar iyi olursa olsun gereksiz reklam edilmemeli ve parlatılmamalıdır. Bu tür hedefteki personele pasif görevler verilmelidir. Yaptığı hatalar üst amire karşı abartılarak anlatılmalıdır. Diğer taraftan hedefteki personel zaten disiplinsizse bu kişi, üst amir ile karşı karşıya getirilmelidir.

“KURBAĞA YAKALAYIP KURBAĞAYA EV YAPTIRIYORLARDI.”

İddianamede, talimatnamede verilen yöntemlerle TSK'dan uzaklaştırılan müşteki ve mağdurların yaşadıklarına ilişkin ifadeleri de dikkati çekti.

Askeri lise öğrencisi M.B., Maltepe Askeri Lisesinde eğitim programında olmayan eğitimlere tabi tutulduklarını belirterek, “Bizi şok mangasına almayan bir tabur abimiz görevden alındı. Fazla nöbet, usule aykırı spor, gereksiz cezalar, ekşili köfte tenceresi içerisinde kaç adet ekşili köfte olduğunun sayılması gibi... Bu konudan yüzbaşı benim savunmamı almıştır.” şeklinde ifade verdi.

Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan G.Y. ise şunları kaydetti:

“2013 yılında İzmir Menteş'e okulumuzun eğitim programı kapsamında intibak eğitimi almak amacıyla gittik. Burada askeri liseden mezun olan bir kısım öğrencilere farklı muamele yapıldığını gördüm ve duydum. Bu arkadaşlara çanta boşalttırıp geri doldurma, çadır kurup tekrar bozdurma, çöp ve taş toplama, uzun süre kağıda örnek veriyorum bin tane 'Bir daha emirlere itaat edeceğim.' şeklinde yazı yazdırma, şınav çektirme gibi şeyler yapıyorlardı. Bu muameleye maruz kalan arkadaşlarımıza 'şokçu' deniliyordu.”

Soruşturma kapsamında şüpheli sıfatıyla ifadesi alınan A.E de “Menteş askeri kampında şınav, mekik, sürünme, komando dansı, sürekli selam verme, tekmil verme, parke taşlarını saydırmak, kurbağa yakalayıp kurbağaya ev yaptırma şeklinde iğrenç şeyler yaptırıyorlardı.” dedi.

“SAĞ AYAĞA SPOR AYAKKABI, SOL AYAĞA BOT GİYDİRDİLER!”

S.I. ise askeri lisede kendisiyle uğraşıldığını belirterek, “Her seferinde başka kıyafeti giymemizi istediler ve en son kıyafetlerden bir kombin yaparak sağ ayağa spor ayakkabı, sol ayağa bot başımıza harici şapka gibi bunları giymemizi istediler ve bunları defalarca tekrarladılar. Her giyinip gittiğimizde bizlere hakaretler ettiler. 'Sizden asker olmaz şunun kıyafetine bak, kendisi gibi, ne zaman adam olacaksınız' şeklinde cümleler kuruyorlardı.” ifadelerini kullandı.

Baskı ve tehdit nedeniyle askeri okuldan ayrılan müşteki H.K. da ifadesinde “bal tuzağı taktiği”ne dikkati çekti.

Maltepe Askeri Lisesinde 2. sınıfa geçtiğinde Kara Harp Okulu, EDOK Komutanlığı ve Okullar Komutanlığından gelen emirlerin yazılı olduğu bir defter olan “tabur emir defteri sorumlusu” seçildiğini aktaran H.K, şunları anlattı:

“Gelen emirleri arşivliyordum, bazı emirlerin orijinallerinin zamanla kaybolduklarına şahit olup bu konuda şikayet dilekçesi verdim. Kaybolan emirlerden bir tanesi bazı öğrencilerin telefon numaralarının EDOK Komutanlığından bizzat istenmesiydi. Zaman içinde kaybolan emirde istenen telefon numaraları olan arkadaşların yüz yüze tanışmadıkları kızlardan mesaj ve arama aldıklarını fark edince durumun ciddi olabileceğini düşünüp üstlerime bu konuda bilgi verdim.”

Aklına askeri lise yıllarında geleceği parlak görülen öğrencilerin seçilerek “bal tuzağına” düşürülmeleri ihtimali geldiğini kaydeden H.K. ifadesini şöyle sürdürdü:

BAL TUZAĞI TAKTİĞİYLE ŞANTAJ

“Bal tuzağı, öğrencilik yıllarında gelecek vaat eden öğrencilerin erken yaşlarda bayanlar ve erkeklerle arkadaşlık kurdurulup belirli mevkilere gelmesini sağlayıp özel hayatları şantaj unsuru olarak kullanarak istedikleri doğrultuda yönlendirme planıdır. Kaybolan emri fark edince ve arkadaşlarımın durumlarından şüphelenince sıralı komutanlarıma durum hakkında bilgi verdim, gereğinin yapılacağını söyleyip bu konudan kimseye bahsetmememi istediler.”

HARBİYELİNİN BABASINA MEKTUBU İDDİANAMEDE YER ALDI

Şok mangası eğitimine katılan bir Harbiyelinin babasına yazdığı mektupta ise şunlar yer aldı:

“Baba inan, burası normal bir harp okulu eğitim kampı değil. Sanki düşman esir kampı. 'Askeri eğitim ağır olur' diyeceksin ama bu eğitim sadece bir kısım öğrenciye uygulanıyor. Geldiğimiz ilk gün benimle beraber 50 kişiyi şok mangası denilen bir gruba ayırdılar. Bu şok mangasındakilerin benim dışımda hemen hepsi askeri lise kaynaklı. Diğerleri normal eğitime giderken bizi ayırıp işkence eğitimi yaptırıyorlar. Evet, işkence, çünkü normal askeri eğitimle ilgili değil yapılanlar. Bak civardakilere, benim kadar zayıflayan var mı ? Bizi bir takım komutanı alıyor, sabahtan akşama kadar, yat, kalk, komando dansı, şınav, koşu. Hiç durmadan bayılıncaya kadar yaptırılıyor. Domuz pisliğinde süründürme şeklinde yapılan bir eğitim. Başkaca bir şey de yaptırılmıyor akşam oluyor, normal eğitim yapanlar istirahate çekiliyor, bizi bu sefer gündüz istirahat eden başka bir takım komutanı alıyor. O da sabaha kadar benzer şeyleri yaptırıyor. Bazen saat 4'te bazen biraz daha geç saatte bırakılıyoruz. İki saat istirahat sonrası yeniden aynı işkence devam ediyor.”

Kaynak: AA

29 Temmuz 2020 Çarşamba

FETÖ’den İşkenceye Fetva: Kul Hakkı Sayılmaz!

FETÖ’nün İzmir Menteş’te bulunan askerî kampında uygulanan işkence ve şok mangaları için bin sayfalık iddianame hazırlandı. Darbeci Albay Erdoğan Kurt’un bilgisayarından çıkan notlarda, FETÖ’cü olmayan öğrencilere işkencenin “kul hakkına girmediği” belirtiliyor. Soruşturmada, işkenceye maruz kalmış 769 mağdur ifade verdi.



İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından FETÖ’nün TSK’daki rütbeli üyeleri tarafından Menteş Askerî kampındaki askerî öğrencilere işkence ve şok mangalarına maruz bırakan şüphelilerle ilgili soruşturma tamamlandı. Hazırlanan iddianamede 27 eski askeri öğrenci mağdur ve müşteki konumunda bulunurken, Menteş kampında görevli Yüzbaşı Selçuk Sami, Yüzbaşı Mehmet Ayhan Demirtaş, askerî öğrenciler Enes Yavuz, Enes Yıldırım, Hüseyin Koca, Selami Öztürk, Sinan Altıntop dahil 8 isim şüpheli olarak yer aldı. 8 şüphelinin de “silahlı terör örgütüne üye olmak” suçundan 7,5 yıldan 15 yıla kadar hapis cezasıyla cezalandırılmaları talep edildi.

İFTİRALARLA DESTEK OLDULAR

1.007 sayfalık iddianame, gönderildiği İzmir 13. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından kabul edildi. Şüpheli askerî öğrencilerin, o dönem örgüt üyesi olmayan öğrenciler hakkında iftiraya varan söylemlerde ve ifadelerde bulunarak örgütün askeri okullardaki yapılanmasına katkı sağladıkları belirtiliyor. Soruşturma kapsamında işkence ve şok mangasına maruz kalmış 769 mağdura ait ifade ve tutanaklar tek tek incelendi.

252 İŞKENCECİ YARGILANIYOR

İfadelerde ismi geçen toplam 252 şüpheli eski rütbelinin, hâlihazırda farklı il başsavcılıkları ve mahkemelerinde FETÖ iltisakları nedeniyle haklarında dava ve soruşturmalar bulunuyor. Bu şüphelilerle ilgili dosyaların ilgili başsavcılıklara ve mahkemelere gönderildiği öğrenildi.

DARBECİ ALBAY’IN İŞKENCE REHBERİ

İddianamede Kara Harp Okulunda bir dönem Anafartalar Tabur Komutanlığında görevli eski Albay Erdoğan Kurt’un bilgisayarında ele geçirilen belgeye ait içerikler de iddianamede yer aldı. Kurt, 15 Temmuz darbe girişimi tarihinde Siirt’te görevli olmasına rağmen Ankara’ya gelerek Kara Harp Okulu öğrencilerini Genelkurmay Başkanlığı binasına helikopterlerle götürdü. Kurt, bu öğrencileri sivil halka karşı kullanması nedeniyle tutuklu yargılanıyor.

DİSİPLİN KANUNUNU OKUSUNLAR

Kurt’un bilgisayarından ele geçirilen belgelerde örgüt üyesi olmayan askeri öğrencilere uygulanacak olan sistematik işkenceler, uygulayacak olan rütbeli FETÖ’cülere tek tek öneriliyor. İşkence uygulayacak rütbeli amirlere kul hakkı yediklerine ilişkin kendi içlerinde herhangi bir öz eleştiriye kapılmamaları tavsiye ediliyor. Belgede ayrıca “Sivil ve asker tüm amirlerimiz yeni disiplin kanununu okumalı. Yapılan işlemlerin çetelesi tutulmalıdır.” ibareleriyle mahrem imamların da TSK içerisindeki disiplin kanunlarını öğrenmeleri ve örgüt üyesi olmayan askerî öğrencilerin buradaki bilgilerle daha rahat mobbing uygulanabileceği vurgulanıyor.

İLK DARBEDE SARSILACAKLARDIR

Belgede yer alan tavsiyelerden bazıları: “Hedef personel ne kadar disiplinli gözükürse gözüksün, dikkatli bir takip sonucu eksiklikleri, zafiyetleri kolayca tespit edilebilir. Eğer amir kararlı bir tavır sergilerse, ilk darbede hedef personel sarsılacaktır.”

ONURUNU KIRIN!

Hedef personele gömleğinin yakası yağlı diye uygun ortamda ceza vermek bu kişinin onurunu kırarak, sıfırlayacaktır. Hedef personele takdir verme alışkanlığından vazgeçilmelidir. Amirlerimizin bir kısmı ise geçmişte yaşananlardan hiç ders almayarak, “Aman ekmeğinden etmeyeyim, çoluğu çocuğu var” anlayışından hareketle hatalı bir “kul hakkı” anlayışı ile koskoca bir “milletin hakkını” yemek durumunda kalabilirler.

YURTTA SULH CİHANDA SULH’U TAKİP EDELİM

Hedef personel hiçbir suretle, tam sicil, ödül, yüksek lisans, doktora, akademi gibi kazanımlardan birini elde ederek süzgeçten geçmemelidir. Türkiye Cumhuriyetinin sistem kurucusu olabilmesi için gereken şart Atatürk’ün veciz bir şekilde ifade ettiği “Yurtta Sulh Cihanda Sulh” ilkesinin titizlikle takip edilmesidir.

Kaynak: Yenişafak

20 Haziran 2020 Cumartesi

Genelkurmay İstihbarat Başkanının Emir Astsubayı da FETÖ'cü Çıktı!

TSK’nın en kritik birimlerinden Genelkurmay İstihbarat’ın başındaki Tümgeneral Ali Serin’in Emir Astsubayı M.K., FETÖ’cü çıktı. Malatya'da yürütülen kripto FETÖ'cülere yönelik soruşturma kapsamında deşifre olan M.K., Ankara'da kaldığı lojmanda gözaltına alındı. M.K.yı FETÖ'den işlem gören bir başka astsubay fotoğraflarından teşhis etti. İtirafçı asker, M.K. ile 2006-2013 yılları arasında aynı sohbet grubunda olduklarını söyledi. 2019 YAŞ kararıyla İstihbarat Başkanı olan Serin'in emir astsubayı M.K.nın bağlantıları araştırılıyor.



Türk Silahlı Kuvvetlerindeki (TSK) kripto FETÖ’cülerin deşifresine yönelik soruşturmalar tüm hızıyla sürerken, operasyonlar en kritik görevdeki komutanların yakınındaki isimlere uzanmaya devam ediyor. Son olarak, Malatya Cumhuriyet Başsavcılığınca TSK’daki kripto FETÖ’cülerin deşifresine yönelik yürütülen soruşturmaya, hâlen Genelkurmay İstihbarat Başkanı olan Tümgeneral Ali Serin’in emir astsubaylığı görevini yürüten Astsubay Kıdemli Başçavuş M.K. takıldı. Savcılık, FETÖ’cü olduğunu tespit ettiği M.K. hakkında, “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan yakalama kararı çıkardı. Bunun üzerine polis ekipleri, M.K.’nın gözaltına alınması için harekete geçti. Şüpheli emir astsubayı, Ankara’da kaldığı lojmanda gözaltına alındı. M.K. daha sonra Malatya’ya götürüldü. Şüphelinin Emniyet’teki sorgusunun ardından adliyeye sevk edileceği öğrenildi.

GRUBUNDAKİ ASTSUBAY DA TEŞHİS ETTİ

Soruşturma kapsamında, yine FETÖ’den işlem gören bir astsubayın şüpheli M.K.’yi fotoğraflarından teşhis ettiği öğrenildi. Alınan bilgiye göre, söz konusu itirafçı asker, M.K. ile 2006-2013 yılları arasında aynı sohbet grubunda olduklarını belirtti.

BAĞLANTILARI ARAŞTIRILIYOR

TSK’nın en kritik birimi olarak nitelendirilen Genelkurmay İstihbarat Başkanı’nın en yakınındaki isimlerden birisi olan M.K.’nın bağlantıları mercek altına alındı. Savcılık, şüphelinin geçmiş dönemlerde aldığı görevleri, telefon irtibatlarını ve kimlerle bağlantılı olduğunu araştırıyor.

KRİTİK GÖREVLERİNDE YANINDAYDI

Şüpheli M.K.’nın, emir astsubaylığını yaptığı Tümgeneral Ali Serin, 15 Temmuz darbe girişiminin ardından Hava Kuvvetleri Komutanlığı İstihbarat Başkanlığı görevine getirildi. Serin, 2019 Yüksek Askeri Şura (YAŞ) kararıyla da Genelkurmay İstihbarat Başkanı oldu. Şüpheli M.K.’nın, Serin’in söz konusu kritik görevleri üstlendiği bu dönemlerde emir astsubaylığını yaptığı öğrenildi.

HÂLÂ EN KRİTİK GÖREVDELER

Türlü oyun ve kumpaslarla TSK’daki mensuplarının önünü açan FETÖ’nün, özel kalem müdürlüğü ve yaverlik gibi kritik pozisyonları da ele geçirdiği ortaya çıkmıştı. 15 Temmuz Darbe Girişimi'nde de komuta kademesindeki birçok emir subay ve astsubayının FETÖ’cü olduğu anlaşılmıştı. Söz konusu FETÖ’cüler darbe girişimi sırasında da kritik görevler üstlenmişti. Son günlerde peş peşe gerçekleştirilen operasyonlar, kripto FETÖ’cülerin hâlâ kritik görevlerde olduğunu ortaya koydu.

İZMİR'DE İKİNCİ ÖZTÜRK VAKASI

İzmir Cumhuriyet Başsavcılığı ile Millî İstihbarat Teşkilatı koordinesindeki çalışmalar sonucunda Ege Ordu Komutanı Korgeneral Ali Sivri’nin emir subaylığı görevini yürüten binbaşı Fevzi Öztürk de FETÖ’cü çıkmıştı. Bu tespit üzerine tutuklanan Öztürk hakkında, geçtiğimiz günlerde “silahlı terör örgütü üyesi olmak” suçundan 15 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı. Öztürk, Sivri’nin 4. Kolordu ve Ankara Garnizon Komutanlığı ve Ege Ordu Komutanlığı görevleri de dahil 4 yıldır emir subaylığını yapıyordu.

DARBECİ GENERALİN EMİR ASTSUBAYI DA YAKALANMIŞTI

Yine darbeci eski tümgeneral Haluk Şahar’ın emir astsubaylığını yapan Engin Yıldız da geçtiğimiz günlerde Konya’da gözaltına alınmıştı. Üstçavuş Engin Yıldız, Şahar’dan sonra Konya 3. Ana Jet Üs Komutanlığına atanan emekli Tuğgeneral Ergün Eskici’nin de emir astsubaylığını yapmıştı.

Kaynak: Yenişafak