14 Kasım 2018 Çarşamba

FETÖ'cü Subay, Avukatıyla Eş Cinsel İlişkiye Girerken Yakalandı

Darbe girişiminde aktif rol alan ve ağırlaştırılmış müebbete çarptırılan eski yüzbaşı Üstün, görüşme odasında kuzeni ve aynı zamanda avukatı olan A.B.O. ile uygunsuz vaziyette yakalandı.



FETÖ’nün hain darbe girişiminde yer alan ve Deniz Harp Okulu Komutanı Tümgeneral Mesut Özel’in kelepçeleyerek rütbelerini sökülüp Maltepe Cezaevi’ne götürülmesi olayının organize eden eski yüzbaşı Semih Barbaros Üstün, geçtiğimiz ocak ayında ağırlaştırılmış müebbete çarptırıldı. Üstün’ün yattığı Silivri Cezaevi’nde akıllara durgunluk veren bir cinsel sapıklık olayına imza attığı ortaya çıktı.

KAMERA ALANINDAN ÇIKTILAR

Silivri 6 No.lu Cezaevinde kalan Üstün, 18 Haziran 2018’de aynı zamanda kuzeni de olan avukat A.B.O. ile görüşme yapacağını bildirdi. Görüşme odasına alınan Üstün ve A.B.O., burada karşılıklı konuşmaya başladı. Odada bulunan kameralar tarafından görüntülenen ikilinin bir ara kameraların açısından çıktığını fark eden infaz koruma memurları hemen görüşme odasına gitti. Birkaç dakika sonra odaya giren infaz koruma memurları gördükleri manzara karşısında şoke oldu!

KOĞUŞU DERHAL DEĞİŞTİRİLDİ

Darbeci eski Yüzbaşı Semih Barbaros Üstün ile (erkek) kuzeni ve avukatı olan A.B.O’nun cinsel ilişki halinde olduklarını gören infaz koruma memurları ikiliyi odadan çıkartıp tutanak tuttu. FETÖ’cü sapık darbeci Üstün’ün kaldığı koğuş ve oda değiştirilirken, avukat da cezaevinden çıkartıldı. 

SORUŞTURMA BAŞLATILDI

Üstün hakkında Silivri Cumhuriyet Savcılığı tarafından cinsel taciz suçlamasıyla soruşturma başlatıldı. Üstün ile cinsel ilişki halinde yakalanan avukat A.B.O. hakkında soruşturma açılabilmesi için de Adalet Bakanlığı aracılığıyla İstanbul Barosu’na başvuruda bulunuldu. Baro’nun izin vermesi durumunda avukat hakkında da dava açılacağı öğrenildi.

Kaynak: Akşam

FETÖ, Hedefleri İçin “Masumları Ezmeyi” Mübah Görmüş!

Fetullahçı Terör Örgütü'nün (FETÖ) Ölçme, Seçme ve Yerleştirme Merkezi (ÖSYM) yapılanmasına ilişkin hazırlanan iddianamede, örgütün hedeflerine ulaşmak için masum insanları öldürmeyi göze aldığı bir kez daha ortaya çıkarıldı.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan ve 21. Ağır Ceza Mahkemesince kabul edilen iddianamede 6'sı eski ÖSYM çalışanı 10 sanığın, “silahlı terör örgütü kurma ve yönetme”, “silahlı terör örgütüne üye olma”, “ÖSYM kanununa muhalefet”, “bilişim sistemine hukuka aykırı müdahale suretiyle haksız çıkar sağlama” ve “kamu kurum ve kuruluşlarının zararına dolandırıcılık” suçlarından cezalandırılması talep edildi.

Soruşturma aşamasında etkin pişmanlık hükümlerinden faydalanmak üzere itirafçı olan eski ÖSYM çalışanı İ.P., FETÖ'ye dair bildiklerini ve örgütün ÖSYM'deki faaliyetlerini anlattı.

İtirafçı İ.P., FETÖ yapılanmasıyla üniversitede öğrenim gördüğü İzmir'de tanıştığını, mezun olduktan sonra da FETÖ ile iltisaklı bir kurumda yazılım mühendisi olarak çalışmaya başladığını belirtti.

İlerleyen süreçte Ankara'ya gelerek Türk Telekom'da çalışma hayatına devam ettiğini anlatan İ.P., maaşının düşük olduğu gerekçesiyle buradan ayrılarak ÖSYM'ye başvurduğunu, 2012 yılı Ocak ayından itibaren ÖSYM Bilgi Güvenliği ve Yönetimi Daire Başkanlığında bilişim personeli olarak çalışmaya başladığını dile getirdi.

Üniversite yıllarından itibaren FETÖ sohbetlerine katılmaya devam ettiğini, bu süreçte farklı “FETÖ imamları”nın kendisiyle ilgilendiğini aktaran İ.P., ÖSYM'de işe başladıktan 4 ay sonrasına kadar hiçbir örgüt üyesinin kendisiyle temasa geçmediğini, daha sonra “Mahir” kod adlı firari Bekir Şimşek'in kendisini “Halit” kod adlı FETÖ'cü ile tanıştırdığını ve “Bundan sonra senin ÖSYM abin budur.” ifadelerini kullandığını bildirdi.

“Halit” kod adlı örgüt üyesinin, kısa süre sonra ÖSYM çalışanı itirafçı C.İ. ile kendisini aynı sohbet grubuna dahil ettiğini belirten İ.P., belirli aralıklarla yapılan sohbetlerde dini konuların görüşüldüğü ve örgüt elebaşı Fetullah Gülen'e ait videoları izlenildiğini söyledi.

FETÖ, ÖSYM'YE ÖZEL ÖNEM VERMİŞ!

İfadesinde, kendisinden sorumlu FETÖ'cü Halit'in, ÖSYM'deki işlere ilişkin kendisine sorular sorduğunu açıklayan İ.P., soruları geçiştiren cevaplar ile ÖSYM'ye ilişkin net bilgiler vermediğini savundu.

Örgütün ÖSYM'ye özel önem verdiğini kaydeden İ.P. sözlerini şöyle sürdürdü:

"Halit bana, ÖSYM'nin çok önemli kurumlardan birisi olduğunu, cemaat olarak bu kuruma çok önem verildiğini, gizliliğin çok önemli olduğunu söyledi. Cemaat mensuplarının ÖSYM içerisinde deşifre olmamak için cuma namazı kılmaması, herkesin içinde kolaylıkla oruç bozabilmesi gerektiğini söyledi. Telefon numarasını eline yazarak gösterdi ve bu şekilde hemen ezberlememi istedi, herhangi bir yere yazmama müsaade etmedi. Anormal bir durum olduğunda kendisini ankesörlü telefondan aramamı, bunun haricinde kesinlikle aramamamı istedi.

ÖSYM'de çalıştığımız sırada kesinlikle namaz kılmamamızı, bayram namazlarına gitmememizi, gitmemiz halinde oturduğumuz adrese uzak bir camiye gitmemizi ve dindar olduğumuzu kimseye hissettirmememizi söyledi. Kendimi bu yüzden ajan gibi hissetmeye de başladım. Sohbetin birinde bana ve C.İ.ye, 'ÖSYM'de ne olup bittiği konusunda doğru düzgün bilgi getirmiyorsunuz, çaycılar bile sizden daha iyi bilgi getiriyor'. dedi."

“MASUM İNSANLARI SAVAŞI KAZANMAK İÇİN EZER MİSİN?”

FETÖ'nün 17-25 Aralık'taki operasyonlarından sonra ne kadar tehlikeli olduğunu anladığını beyan eden İ.P., Gezi Parkı olayları sırasında da örgüt üyelerinin eylemcileri destekler nitelikte ifadeleri olduğunu belirtti.

Örgütün devlet için tehlikeli bir boyuta geldiğini düşünmeye başlamasından sonra “sohbet” adı verilen toplantılara katılmama kararı aldığını aktaran itirafçı İ.P., son kez çağrıldığı örgüt toplantısında yaşadıklarını şöyle anlattı:

“Halit kod adlı M.D., gözyaşları içinde bana Gazeteciler ve Yazarlar Vakfı Başkanı Mustafa Yeşil'in Fetullah Gülen'in bedduası ile ilgili yorumunu İnternetten izletmeye çalıştı. Daha önceden zaten izlediğimi ve gereksiz olduğunu söyledim. Halit kod adlı FETÖ'cü bana, 'Sen bir ordunun komutanı olsan ve tankların olsa masum insanları ezmeden savaşı kazanamayacağını bilsen, bu masum insanları savaşı kazanmak için ezer misin?' diye sordu. Bu soruya şaşkın bir şekilde cevap veremedim, düşündükten sonra 'Böyle bir şey olamaz ve yapamam' dedim.”

Kaynak: AA

3 Ekim 2018 Çarşamba

FETÖ'nün 3 Korkusu...

Emniyet bünyesinde oluşturulan özel ekibin yaptığı çalışmalarda FETÖ/PDY'nin en çok korktuğu konuların “ByLock”, “mahrem imam yapılanması” ve “ankesör” soruşturmaları olduğu belirlendi.



AA muhabirinin emniyet yetkililerinden aldığı bilgiye göre, 15 Temmuz 2016'da hain darbe girişiminde bulunan FETÖ/PDY'ye yönelik çalışmalar, örgütün kirli yüzünü deşifre ediyor.

Emniyet birimleri, ellerindeki delil, belge ve itirafçılardan elde ettiği bilgiler sayesinde adeta köşeye sıkıştırdığı örgüt mensuplarının kaçamak ve yanlış cevaplar vererek kendilerini yönlendirmelerine izin vermiyor, böylece FETÖ'cülerin bu şekilde kendilerini aklamaları da engelleniyor.

Şüphelilerin itirafları, ele geçirilen örgütsel doküman, ByLock mesajları gibi materyaller en ince ayrıntısına kadar incelenirken bazı dikkat çekici tespitlere ulaşılıyor. Tespitlerde bulunulurken FETÖ elebaşı Fetullah Gülen'in örgüt mensuplarını bir arada tutmak için İnternet sitesi, sosyal medya ve üyeleri aracılığıyla ilettiği mesajlara da bakılıyor.

Tüm bu unsurlar incelendiğinde FETÖ'nün en çok korktuğu konuların ByLock, mahrem imam yapılanması ve ankesör soruşturması olduğu anlaşılıyor.

BYLOCK KULLANICILARI TEK TEK DEŞİFRE EDİLİYOR

FETÖ'nün mahrem yapılanmasında yer alan “Garson” isimli gizli tanığın savcılığa verdiği SD kartta ByLock kullanıcısı 102 bin kişilik liste çıkmıştı. MİT'in yaptığı çalışmalarda ise 45 bin 220 ByLock kullanıcısı daha tespit edildi.

Emniyetin çalışmalarında da ByLock kullanıcısı olarak 9 bin 320 kişinin daha ismine ulaşıldı. Yapılan inceleme sonucu 9 bin 320 kişiden 6 bin 580'inin MİT'in listesinde bulunduğu belirlendi. Böylece emniyetin yeni olarak tespit ettiği ByLock kullanıcısı sayısının 2 bin 740 olduğu anlaşıldı.

“Garson”un verdiği SD kartta bulunan 102 bin kişi ile MİT'in çalışmalarında ulaştığı 45 bin 220 kişi arasında mükerrer kullanıcıların olduğu, bu nedenle ByLock kullanıcısı sayısının 110 bin civarlarında bir sayıya ulaşmasının beklendiği bildirildi. Ancak daha sonra yapılacak çalışmalarda elde edilecek veriler doğrultusunda bu sayının artabileceği ifade edildi.

DAİRE BAŞKANLIKLARI KOORDİNASYONUNDA ÖZEL EKİP

İsimlerin tespitinin ardından kullanıcıların ByLock bilgileri, mesajlar ve giriş-çıkış yaptıkları zaman dilimleriyle ilgili içerik tespitine geçildi.

Bu kapsamda Emniyet Genel Müdürlüğü Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele (KOM), Terörle Mücadele (TEM), İstihbarat ve Siber Suçlarla Mücadele Daire Başkanlıkları ile il emniyetlerinin ilgili şube müdürlüklerinden personelin katılımıyla özel ekip oluşturuldu.

Özel ekibin sadece ByLock üzerine çalışmalar yürütmediği, örgütün yapılanması ve yöntemlerinin tespitine yönelik detaylı analizler yaptığı belirtildi.

Daire başkanlıklarının koordinasyonunda yürütülen çalışmalara bugüne kadar 60 ilden emniyet personelinin katıldığı, diğer illerden polislerin de planlanan zamanlarda çalışmaya katılacağı öğrenildi.

BYLOCK İÇERİKLERİ KRİTER OLARAK KULLANILIYOR

İnceleme sonucu, bazı şüphelilerin ByLock'ta kullanıcı adı olarak örgüt içerisindeki kod adını, şifre olarak ise çocuklarının adını, görev yaptığı illerin plaka kodunu kullandığı belirlendi. Mesajların incelenmesi sırasında bazı kullanıcıların evinin adresini veya kimlik numarasını verdikleri görüldü.

Bu bilgiler, şüphelilerin ByLock kullanıcısı olup olmadığına ilişkin yapılacak tespitlerde kriter olarak kullanıldı.

Özel ekibin yaklaşık 15 bin ID üzerinde kimlik tespitine yönelik çalışmalarını sürdürdüğü belirtildi.

MAHREM İMAMLAR

Örgüt içerisinde sözde üst düzey öneme sahip mahrem imamlara yönelik çalışmalar da devam ediyor. Bu kapsamda bugüne kadar yapılan çalışmalarda yaklaşık 4 bin 670 ismin örgütün mahrem imamı olduğu belirlendi.

Örgütün hücre evi olarak bilinen “gaybubet” evlere düzenlenen operasyonlarda, bunlardan 1.400'ü yakalandı. 1.700'ünün ise farklı FETÖ soruşturmaları kapsamında tutuklanarak cezaevine konuldukları anlaşıldı. Firari 1.570 mahrem imamın yakalanmasına yönelik çalışmaların sürdüğü bildirildi.

EMNİYETİN ELİNDEKİ BİLGİLER ÖRGÜT ÜYELERİNİ ŞAŞIRTIYOR

Soruşturmalarda elde edilen bilgilerle örgütle mücadelede önemli bir mesafe kateden emniyet birimleri, şüphelilerin sorgularına girmeden önce “derslerini” iyi çalışıyor.

Osmaniye'de yürütülen FETÖ soruşturmasında gözaltına alınan bir mahrem imamın ifadesinde, “Örgüt bize 'Emniyetin elinde bir şey yok' dedi. Örgütün verdiği talimat doğrultusunda polisin bana yönelttiği iddiaları inkar ettim. Ama ByLock kullanıcı adım ile şifremi söylediklerinde devletin her şeyi bildiğini anladım.” ifadelerini kullandığı belirtildi. Mahrem imamın verdiği bu ifadenin, örgütün ByLock içeriklerinin deşifresinden ne kadar korktuğunun somut örneği olarak değerlendirildiği kaydedildi.

ANKESÖR SORUŞTURMASI ŞÜPHELİLERİNİN YARISINDAN FAZLASI İTİRAFÇI OLDU

FETÖ mensupları, ByLock ve örgüt içinde kullandıkları diğer haberleşme programlarının deşifre edilmesinin ardından büfeler ile kent merkezlerinde belli noktalarda bulunan ankesörlü telefonlar üzerinden haberleşmeye başlamıştı. Yapılan tespitlerin ardından birçok ilde buna yönelik soruşturmalar başlatılmıştı.

Emniyetin soruşturmalar doğrultusunda yaptığı operasyonlarda gözaltına alınan çok sayıda FETÖ'cü askerin mahrem yapılanmada yer aldıkları anlaşılmıştı.

Bu kapsamda bugüne kadar yapılan operasyonlarda 8 bin 360 şüpheli gözaltına alındı. Şüphelilerden yaklaşık 4 bin 200'ü etkin pişmanlıktan yararlanarak itirafçı olmak istedi. Bu noktada devreye giren Emniyet Genel Müdürlüğü, itirafçıların verdikleri bilgilerle operasyonları yönlendirmelerine izin verilmemesi konusunda il emniyet müdürlüklerini uyardı.

İTİRAFÇI, VERDİĞİ BİLGİLERİN ÖNEMİNE GÖRE SERBEST BIRAKILIYOR

Emniyet yetkilileri, bazı çevrelerce getirilen “İtirafçılar iki isim verip çıkıyorlar” eleştirisinin haksız olduğunu belirterek, böyle bir durumun söz konusu olmadığını, itirafçının verdiği bilgilerin eldeki bilgilerle karşılaştırıldığını, yeni ve yeterli bilgi vermeyen itirafçıların serbest bırakılmadığını vurguladı.

Ankesörlü telefonlardan yaptıkları görüşmelerin takip edilemeyeceğini düşünen FETÖ üyelerinin, bu yöntemlerinin de deşifre edilmesiyle iletişim kanallarının tamamen tıkandığı ve bunun da örgüt içerisinde paniğe neden olduğu ifade edildi.

Kaynak: AA

24 Eylül 2018 Pazartesi

FETÖ'nün 100 Bin Kişiyi Evlendirdiği İzdivaç Genelgesi Ortaya Çıktı

FETÖ’nün örgütsel kodlarını gözler önüne seren ve örgütün yıllar içinde oluşturduğu kapalı yapısını şekillendiren “izdivaç genelgesi” ortaya çıktı. Örgüt lideri Fetullah Gülen’in isteğiyle hazırlanan ve ilk kez yayımlanan talimatname niteliğindeki bu belgede, FETÖ’nün mahrem hizmetler adlı özel biriminde kimin kiminle ve nasıl evlendirileceğine dair emirler yer alıyor.



Kimin kimle ve hangi koşullarda evleneceğini düzenleyen genelgede, askerdeki örgüt mensuplarına ve yöneticilerine daha iyi evlilik yapma önceliği tanınıyor. Bu genelge doğrultusunda evlenen mahrem hizmetlere mensup örgüt üyesi sayısının 100 bin olduğu tespit edildi.

EVLİLİĞİ SİSTEME OTURTMUŞLAR

Rapora göre örgütteki tüm evlilikler izdivaç mes'ulü imamdan alınan talimatlarla gerçekleştiriliyor. Aynı raporda mahrem hizmetlerdeki örgüt yönetici ve üyelerinden askeriyedekilere daha iyi evlilikler yaptırılması stratejisinin benimsediği, diğer mahrem hizmetlerde ise katalogdan kalan eşlerin seçildiği bilgisi yer aldı. Bu bilgi, örgütün kendi içinde evliliği sınıfsal bir sisteme oturttuğunu gösteriyor.

GENELGENİN ANA BAŞLIKLARI

“İzdivaç” isimli genelgede şu ana başlıklar yer alıyor:

  • Neden biz evlendirmeliyiz?
  • Ne zaman evlendirilmeli?
  • Adayların alınmasında ve takibinde izlenecek yol
  • İl ablaları ile istişare - Ön görüşme (Mülakat)
  • Mülakatlarla ilgili sorunlar
  • Telefon görüşmelerinde yaşanan problemler
  • Muhtelif problemler
  • Yeni gelen adaylara evlilik konusunda bilgilendirme yapılmalı
  • Öğrencimizi (Örgüt üyesi) tanıma, evlilik semineri verme
  • Evlilikle ilgili öğrencinin taleplerini alma (Fertten ferde)
  • Genel izdivaç mesulüne talep bildirme
  • Genel izdivaç mesulü abiden aday alma
  • Öğrencimize adayı takdim etme
  • Görüşme semineri verme
  • Sonuna kadar süreci kontrol etme
  • Evlilik ve düğün

İZDİVAÇ KİTAPÇIĞINI, FETÖ ABİLERİ VERİYOR

Kamuoyunda katalog olarak bilinen evlilik kitapçığının izdivaç mes'ulü abiden alınacağı da genelgede belirtiliyor. Genelgenin bu kısmında“Öğrencimiz dış görünüşe çok önem veren biri ise mutlaka fotoğraf gösterilmeli. Bize göre güzel olan birisi ona göre çok çirkin olabilir.”

BİLGİLERİ FORMA İŞLENİYOR

Adayların hizmet geçmişi, aile yapısı, sosyal ve kültürel durumu, memleket tercihi, kişilik yapısı gibi bilgelerin de forma işlenmesi isteniyor.

NABZA GÖRE ŞERBET VERİLMEMELİ

Genelgede “Adayın ailesinin varsa olmazsa olmazları, izdivaç hususunda son kararı kimin vereceği öğrenilmeli… Huy ve karakter olarak istemedikleri ve geçinemeyeceği fıtratlar, fiziki olarak takıntısı var mı öğrenilmeli. Nabza göre şerbet verilmeli ve her fıtrata uygun birilerinin olabileceği ifade edilmeli” gibi ifadeler de dikkat çekiyor.

Kaynak: Sabah

30 Ağustos 2018 Perşembe

FETÖ'nün “Paraları Alıp Kaybolun!” Talimatı ByLock'ta

Erzurum'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması (FETÖ/PDY) üyesi ve yöneticisi olduğu gerekçesiyle yargılandığı davada 15 yıl hapse çarptırılan örgütün sözde “avukat ünitesinden sorumlu il imamı” eski öğretmen Hasan Aslan'ın ByLock görüşmelerinde, örgüt mensuplarına vakıf mallarını satıp nakde çevirip gözden kaybolması talimatı verdiği belirlendi.



Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen davada FETÖ/PDY üyesi ve yöneticisi olduğu için 15 yıl hapse çarptırılan tutuklu sanık Hasan Aslan'ın örgütün gizli haberleşme sistemi ByLock programı aracılığıyla örgüt mensuplarıyla yaptığı görüşmeler ortaya çıktı.

Örgütün sözde “avukat ünitesinden sorumlu il imamı” eski öğretmen Aslan'ın ByLock görüşmelerine ilişkin hazırlanan “Tespit ve Değerlendirme Tutanağı”nda, Aslan'ın “600001” kullanıcı adıyla ByLock programını 8 Kasım 2014 ila 19 Şubat 2016 tarihleri arasında kullandığı aktarıldı.

Tutanakta programdan 298 mesaj ve 331 mail gönderdiği, 568 mesaj ve 106 mail aldığı bildirilen Aslan'a program üzerinden 125 arama geldiği, bu kişinin de 32 arama yaptığı kaydedildi.

Aslan'ın ByLock programında “reisler”, “ekip 1”, “koordinasyon”, “av” ve “dershane” adıyla 5 grup kurduğu ve “bölge”, “ada”, “BRM”, “avukat” gibi isimlerle de kurulan 19 gruba katıldığı anlatılan tutanakta sanığın ByLock yazışmalarında, genel olarak toplantıların ve programların durumu, toplantılara kimlerin katılacağı, Erzurum dışındaki illerde yapılacak etkinliklerin ayarlanması gibi konular tespit edildiği belirtildi.

Aslan'ın örgüt mensupları ile yaptığı çarpıcı görüşmelere de yer verilen tutanakta, sanığın A.O.Ş. ile yapılan görüşmesinde, “Abiler, Gaziantep merkezdeki derneklere savcılık kararı ile baskına geldiler. 2010 dahil 2015'e kadar alınan proje evraklarının bir nüshasını aldılar. Diğer yerlerde de bu şekilde gelebilirler.” dediğine işaret edildi.

EKONOMİK KAYIP ÇOK, ACİL FORMÜL LAZIM

A.O.Ş.nin de görüşmede FETÖ'nün Erzurum'da kapatılan Özel Şifa Hastanesine ilişkin Aslan'a “Şifa ile ilgili sıkıntı var. Ruhsatı yenilememişler. Ne yapılır, İdare Mahkemesi mi bakar. Ekonomik kayıp çok, acil formül lazım. Başka yerlere soralım. Savaş Beyin ByLog var mı? Ekle, ona yazdım seni arar. Çok çok çok önemli ve acil.” şeklinde ifadeler kullandığı tutanağa geçti.

Tutanaktaki Aslan'ın görüşmelerinde örgütün özellikle mal ve para kaçırmak için yaptığı usulsüzlükler de gözler önüne serildi.

Aslan, ByLock'ta A.O.Ş. ile yaptığı bir başka yazışmada ise şu ifadeleri kullandı:

“Kesinlikle vakıfların bünyesinde burs alan, bağış yapan gibi durumlar olmasın, bu kayıtları tutmak mecburiyetinde değiliz. Karar defterinde bağışçıların ismi varsa karar defterinin su bastı, taşınırken kayboldu gibi ifadelerle yok edip yeni karar defteri almak gerekir. Vakıf yönetiminde sıkıntılı isimler istifa etsin, yerine çoğunluk kararıyla yeni isimler alalım. Vakfın hesabında kesinlikle nakit para tutmayın, olası bir kayyum meselesinde kayyuma elimizle para teslim etmeyelim.”

VAKIF MALLARINI SATIP YURT DIŞINDAKİ KURUMLARA BAĞIŞLAYIN

Aslan'ın aynı görüşmede A.O.Ş.ye “Vakıflar mallarından satılabilenleri satıp nakde çevirerek yurt dışındaki kurumlara, vakıflara, kişilere bağışta bulunsun. Vakıf senedinde faaliyetlere uygun her yere bağış yapabilir diyor. En kötü ihtimalle birisi parayı alsın kaybolsun.” dediği de kayıt altına alındı.

Tutanakta, Aslan'ın satılan vakıf mallarından elde edilen paranın yurt dışına kaçırılması için de şu önerilerde bulunduğu aktarıldı:

“Yurt dışında akademisyen, lisans, yüksek lisans gibi öğrencilere aylık 3 bin ya da 5 bin dolar şeklinde yıllık yaptırılabilir. Afrika'daki arkadaşlara gönderilebilir. En son ihtimal elden çıkarmayacağımız malları kendi üniversitelerimize bağışlayarak (burada vergi doğmaz) bu ve benzeri burs çalışmalarıyla paralar eritilebilir. Vakıftaki evraklarla alakalı Türkiye'de adliyeleri her yıl ocak ayında su basar, tutanak tutulur, evraklar imha edilir. Vakıfların tüm gayri menkulleri tespit edilerek Vakıflar Genel Müdürlüğünde kayıtlıdır, bakmak gerekiyor. Olmayanlar kayıt altına alınırken mevcutları yetki belgesi alınarak satılabilecekler satılmalı.”

Tutuklu sanık Aslan'ın A.O.Ş.ye gönderdiği mesajlarda ayrıca “Abi, Erzincan'da gözaltı kararı olanlardan biri, yapı ile alakalı farklı ifade vermiş. Bir de abi, operasyondan haberimiz olduğunu açığa çıkarmış olduk. Oradan bir daha zor haber alırız.” dediği anlaşıldı.

Hasan Aslan'ın aynı kişi ile yaptığı bir başka konuşma da adli hakim ve savcılar konusunda değerlendirmelerde bulunduğu belirtildi.

Kaynak: AA