10 Kasım 2017 Cuma

50 Bin Doları Ver, “Büyülü” Kıtmir Kolyeyi Kap!

Malatya'da aralarında FETÖ'nün “il imamları”nın da bulunduğu sanıkların yargılandığı davada iş adamı M.E. 2011'de ABD'deki örgüt elebaşı Fetullah Gülen'i ziyarete gittiklerinde hürmete binaen yanlarında 50 bin dolar götürdüklerini anlattı.




Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanmasına (FETÖ/PDY) ilişkin davada yargılanan ve etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itirafçı olan iş adamı, 2011'de ABD'deki örgüt elebaşı Fetullah Gülen'i ziyarete gittiklerinde “hürmete binaen” yanlarında 50 bin dolar götürdüklerini, örgüt toplantılarında ikram edilen yemeğin ve meyvenin dahi parasının kendilerinden alındığını anlattı.

Malatya'da FETÖ/PDY'ye yönelik soruşturma kapsamında “silahlı terör örgütüne üye olmak ve Terörizmin Finansmanının Önlenmesi Hakkındaki Kanun'a muhalefet” suçlarından haklarında dava açılan, aralarında il imamlarının da bulunduğu 15'i tutuklu 33 sanığın yargılandığı davada, etkin pişmanlık hükümlerinden yararlanmak için itiraflarda bulunan iş adamı M.E. örgütün yapılanması, faaliyetleri ve yaptığı usulsüzlükler hakkında detaylı bilgiler verdi.

M.E. örgütle 1994-1998 yıllarında bir arkadaşının yönlendirmesiyle tanıştığını belirterek, sohbet gruplarıyla her hafta bir araya geldiklerini söyledi.

Sohbetlerde himmet toplandığını, kendisinin de uzun yıllar örgüte himmet verdiğini belirten M.E. bir yıl içinde örgüte verilmesi gereken himmet miktarının esnafın maddi durumuna göre il imamları tarafından belirlendiğini anlattı.

M.E. il imamının sohbet toplantısında ayağa kalkarak, kendilerine “Sen bu yıl ne kadar himmet vereceksin?” diye sorduğunu dile getirerek, şöyle devam etti:

“Bizler de verebileceğimiz miktarı söyler, o da kabul ederse himmeti bir yıl içinde ödemeyi taahhüt ederdik. Genelde il imamları, sohbet grubumuzdaki arkadaşların vermesi gerekenden daha fazlasını taahhüt ettirirdi, biz de kabul ederdik. Bu himmeti bir yıl içinde parça parça ya da tek seferde peşin olarak öderdik. Ben ilk başta 5 bin lira verdim, sonraki yıllarda bu meblağ artarak yıllık 50 bin liraya kadar ulaştı. Hatta il imamı bize 'Himmeti tamamen zekat olarak düşünün ve her yıl vermeniz gereken zekatı, himmet olarak bize verin.' şeklinde telkinlerde bulunurdu.

Her sohbetten sonra yediğimiz yemeğin, meyvenin ya da çerezin parasını alırlardı, içimizden biri bu parayı kesin öderdi.”

Aynı şekilde “burs” adı altında da para toplandığı bilgisini veren M.E., yıllık ortalama 50-60 bin lirayı il imamı veya muhasebecisinin elden teslim aldığını anlattı.

HİMMETTEN ÖRGÜT ELEBAŞI GÜLEN'E YÜZDE 10 KOMİSYON

M.E., Malatya merkez ve ilçelerden gelen bütün himmetlerin il imamında toplandığını belirterek, şunları kaydetti:

“2007'de Malatya'da örgütün toplamış olduğu himmet ve burs gelirinin yaklaşık 2 milyon liranın üzerinde olduğunu hatırlıyorum ancak himmet ve burstan elde edilen gelirler genelde bize tam olarak söylenmiyordu. Himmet gelirinin her dönem açık verdiğini söylüyor ve açığın kapanması için ekstra para talep ediyorlardı ya da tanıdığımız esnaftan biraz daha para toplamamızı istiyorlardı. 'Toplanan himmet ve burs paraları neden yetmiyor?' diye sorduğumuzda il imamları, 'İlde toplanan burs ve himmetlerin yüzde 10'u bağlı olduğumuz Gaziantep bölgesine gidiyor, buradan da Amerika'ya Fetullah Gülen'e yıllık 'kdv' (Örgüt içerisinden kdv olarak adlandırılan, toplanan himmetlerden yıllık olarak verilen komisyon) gönderiliyor.' diyorlardı.

Bu yüzde 10'luk kısmı da il imamları, kendileri bizzat Gaziantep bölge imamlarına elden teslim ediyormuş. Bunu Malatya gibi Türkiye'deki bütün iller yapıyormuş. Kısacası Türkiye'de toplanan bütün himmet ve burslardan elde edilen paraların yüzde 10'u örgüt liderine aktarılıyormuş.”

M.E., örgütün fatura temin yöntemini de anlatarak, “İl imamları, yıl sonunda esnaftan fatura bulmamızı isterlerdi. Buradaki amaç örgütün Malatya'daki eğitim kurumları veya yurtların bağlı olduğu şirketlerin gelir giderlerini dengelemek ya da az olan giderini fazlaymış gibi göstererek hem vergiden muaf olmak hem de şirketin gelirinden elde edilen paraları örgüte aktarmak. Bu fatura işlerine genelde bölgeciler ya da bizim dışımızdaki diğer mütevelli bakardı.” ifadelerini kullandı.

“HÜRMETE BİNAEN 50 BİN DOLAR”

Örgüte yeni katılan her kadına ve erkeğe verilen,
büyülü olduğu iddia edilen “Kıtmir Kolyesi” ile
 örgüte karşılıksız ve tam bir itaatle teslimiyet
amaçlanıyormuş.
M.E., mütevelli heyetindeki örgüt üyeleri ve il imamlarıyla ABD'deki örgüt elebaşı Fetullah Gülen'i ziyarete gittiklerini kaydetti:

“2011'de ABD'ye Fetullah Gülen'i ziyarete gittiğimizde, il imamı Eyüp Doğan (firari sanık), o yıl ki yüzde 10 kdv dışında, 'hürmete binaen' götürdüğümüz 50 bin doları, gümrükte sıkıntı olmaması için birlikte gittiğimiz kişilere parça parça bölüştürdü.” diyen M.E. şu bilgileri verdi:

“Pensilvanya'ya gittiğimizde üzerimizde taşıdığımız bu paraları Eyüp Doğan'a teslim ettik. Eyüp Doğan da bize bu parayı Gülen'in yardımcılarından birine Pensilvanya'da elden teslim ettiğini söyledi. Amerika'ya gittiğimizde burada Gülen'in sohbetine katıldık, iki gün FETÖ'nün Pensilvanya'daki villasında bulunan koğuş şeklindeki odalarda kaldık. Her sohbeti 30-40 kişilik grup dinliyordu.”

KITMİR KOLYESİ

M.E., 2014'te de örgüt elebaşı Gülen'i yine ziyaret ettiklerini anlatarak, “Bu gezide il imamı Yücel Yılmaz (tutuk sanık) yanında 20-30 bin dolar kadar para götürdü ve örgüt liderinin Pensilvanya'daki yardımcısına elden teslim etti. Burada 2 gün kadar kaldık. Örgüt lideri orada sohbet verdi ama ben sadece bir sohbetine katılabildim. Sohbetten çıkmadan önce bana hediye olarak namazlık verdiler. Ayrıca, sohbetin yapıldığı salonun köşesinde bir tabağın içinde kıtmir kolyeleri vardı. Bundan da bir tane aldım ve Malatya'ya gelirken küçük torunuma getirdim. Bu kolyelerin ziyarete giden ve isteyen herkese verildiğini biliyorum. beyanında bulundu.

Kaynak: AA 

4 Ekim 2017 Çarşamba

Turgut Özal Üniversitesinden ÖSYM’ye Soru Hattı

Darbecilerin Ankara’daki üssü olan Turgut Özal Üniversitesinde yapılan incelemede polis, özel bir odadaki bilgisayara bağlı hat buldu.



Türkiye’yi karanlığı boğmak amacıyla 15 Temmuz darbe girişimini tezgâhlayan FETÖ’cü alçakların oyunları bir bir deşifre ediliyor. FETÖ’nün eğitim ihaneti için üs olarak kullandığı Ankara’daki Turgut Özal Üniversitesinde polisin yaptığı detaylı araştırmada, alçakların milyonlarca öğrencinin emeğini nasıl çaldığı ortaya çıktı. Ankara Etlik’teki Turgut Özal Üniversitesinde yapılan incelemede özel bir oda ve buradaki bilgisayarlara gelen bir hattın olduğunu fark eden polis, bilişim uzmanlarına hattı inceletti. Yapılan incelemede hattın normal İnternet ağından bağımsız özel çekilmiş bir hat olduğu belirlendi. 

UCUNDAN ÖSYM ÇIKTI 

Hattın ucunun nereye vardığını araştıran polis günlerce süren uğraşlar sonunda 12 kilometre ötede bulunan ÖSYM Başkanlığına ulaştı. Yapılan incelemede hattın ucunun ÖSYM’de sınav sorularının hazırlandığı odaya ulaştığı belirlendi. Soruşturma kapsamında FETÖ’nün bu hat sayesinde yıllarca ÖSYM’nin düzenlediği sınavların sorularını günler öncesinden hat üzerinden Turgut Özal Üniversitesindeki bilgisayarlara aktardığı saptandı.

MİLYONLARIN EMEKLERİ BÖYLE ÇALINMIŞ!

Örgütün soruları üniversitede oluşturduğu ekip aracılığıyla sınava girecek örgüt üyelerine ulaştırdığı saptandı. Böylece milyonlarca öğrencinin ve ailelerinin yıllarca emek harcayarak hazırlandığı sınavlarda hakları yenmiş. Örgüt üyeleri hak etmedikleri halde yüksek puanlarla en gözde üniversitelere yerleşmiş. 

40 PERSONEL DE İHANET ZİNCİRİNİN HALKASI!

Geçtiğimiz temmuz ayında üniversiteye yönelik yapılan operasyonda 40 personel hakkında gözaltı kararı çıkarılmıştı. Yapılan soruşturmada personelin büyük çoğunluğunun ByLock kullanıcısı olduğu belirlenmiş ve bu kişiyle ile ilgili adli işlem yapılmıştı.

DÜZELTME

Haberde, Turgut Özal Üniversitesinin geçtiğimiz aylardaki bir operasyon sonrası kapatıldığı ve akademisyen ile personelinin tamamının “ihraç” ediliği bilgisi yer almaktaysa da bu bilgi  doğru değildir. Çünkü adı geçen Üniversite 667 sayılı KHK ile 23 Temmuz 2016 tarihinde kapatılmıştır. Vakıf üniversitesi olduğu için personelinin ihracı söz konusu değildir. Nitekim bu Üniversitenin personelleri üniversitelerin akademik kadrolarına başvurmakta, kimileri de avukatlık gibi ihraç edilen personelin yürütemeyeceği görevleri yapmaktadır. Daha ilginci ise bu Üniversitenin hukuk fakültesinden bir öğretim üyesi hâkim olarak atanmıştır ve Ankara Adliyesinde görev yapmaktadır.

Kaynak: Akşam

27 Eylül 2017 Çarşamba

Karısını Bile Tanımayan Mensuplarıyla FETÖ İnkârda Sınır Tanımıyor!

Darbecilerin oluşturduğu “Yurtta Sulh Konseyi” ana davasında ifade veren darbeci Albay Müslüm Kaya, eşinin adını okuyarak tanıyıp tanımadığını soran hâkime “Tanımıyorum” yanıtını verdi!


15 Temmuz Darbe Girişimi'ni gerçekleştiren hainlerin oluşturduğu “Yurtta Sulh Konseyi” ile ilgili ana dava İstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesinde görüşülmeye devam etti. Silivri'deki duruşmaya sanık olarak katılan eski 6. Motorlu Piyade Alay Komutanı Müslüm Kaya ise verdiği ifade ile “pes” dedirtti. Kaya, ifadesi sırasında eşinin adını söyleyip tanıyıp tanımadığını soran hakime "Tanımıyorum" yanıtını verdi.

Darbeci Albay Müslüm Kaya (en solda), ihanet girişiminden aylar sonra Konya Selçuklu'da bir başka FETÖ üyesi ile Mısır'a kaçmak üzereyken yakalanmıştı.
Hakim bazı isimler saydı ve Kaya'ya bu isimleri tanıyıp tanımadığını sordu. Ancak sanık tüm olay ve isimler için “Tanımıyorum, bilmiyorum.” diyerek cevap verdi. Hâkim, bu kez “Ayşenur Kaya'yı tanıyor musun?” diye sordu. Tanık eski Kurmay Albay Müslüm Kaya yine “Tanımıyorum” diye cevap verdi. Hâkim, “Bu söylediğim isim senin karın! Nasıl tanımıyorsun?” dedi. Bunun üzerine salonda gülüşme sesleri duyulurken sanık ise “Pardon” demek zorunda kaldı. Bu örnek Fetullahçı askerlerin bütün savunmalarının otomatik olarak inkâr ve ret üzerine kurulduğunun kanıtı olarak değerlendirildi.

15 Temmuz gecesi darbeciler tarafından oluşturulan Yurtta Sulh Konseyi isimli WhatsApp grubunda etkin şekilde faaliyet gösteren Albay Müslüm Kaya'nın, “Lojistik Destek Üssü kontrol altına alındı. Arıcılar Camisini susturuyoruz” dediği belirlenmişti.

HOCANIN DİLİNİ KESİN, GETİRİN!

Hain darbeci Kaya'nın ayrıca 6. Motorlu Piyade Alayının yakınında sala okuyan Arıcılar Camisini de işgal etmeye yeltendiği belirlenmişti. Camiden okunan salanın kışla içerisinden de duyulması üzerine Tuğgeneral Nebi Gazneli'nin Albay Müslüm Kaya'ya, “Halkı galeyana getiriyor, imamın sesini kesmemiz lazım!” dediği, Kaya'nın ise, Binbaşı Özgür Araz'a “Gidin ve şu hocanın dilini kesin, getirin” dediği ortaya çıkmıştı.

KONYA'DA YAKALANMIŞTI

Darbe gecesi yaptığı yazışmalarda kan donduran ifadeler kullanan Kaya'nın halktan ve polislerden mukavemet gösterenlere kanlı müdahale talimatları da bu yazışmalarda yer almıştı. 15 Temmuz Darbe Girişimi ardından firar eden Müslüm Kaya, Konya'nın Merkez Selçuklu ilçesinde gizlendiği evde yakalanmıştı. Kaya'nın firar etme planı yaptığı ortaya çıkmıştı.

Kaynak: Sabah

4 Eylül 2017 Pazartesi

FETÖ Elebaşının Yemek Artıkları İçin Birbirleriyle Yarışan Albaylar

FETÖ'nün GATA'daki yapılanmasına ilişkin iddianamede, örgüt üyesi tabip albayların FETÖ elebaşı Gülen'i mehdi olarak gördükleri ve yemek artıkları için birbirleriyle yarıştıkları anlatıldı. İddianamede yer verilen ihbar mektubunda, “(Sanık eski tabip albay) Abdulkadir T, bir hamlede hocadan artık kalan su dolu bardağı ve yarım İzmir köfteyi kaptı, dualar ve salavatlar çekerek köfteyi yedi ve üzerine suyu içti. Sanki zemzem suyu içiyor gibiydi” denildi.



Ankara Cumhuriyet Başsavcılığınca 104 şüpheli hakkında hazırlanan FETÖ'nün GATA'daki yapılanmasına ilişkin iddianamede, GATA'da görevli albay rütbesine yükselmiş subayların Gülen'e nasıl biat ettikleri çarpıcı bir örnekle gözler önüne serildi. İddianamede yer verilen iki ayrı ihbar mektubunda GATA'ya sızmış FETÖ'cülerin örgütün elebaşı Gülen'le yedikleri bir yemekte yaşananlar anlatıldı.

Buna göre, GATA Sağlık Hizmetleri Yönetimi Bilim Dalında görevli bir grup, 1996 yılı yaz aylarında Harbiye Askeri Müzesinde düzenlenen Askeri Tıp Kongresi'ne katılmak üzere İstanbul'a gitti. Kongre toplantılarının bitmesinin ardından sanıklardan eski Doç. Albay Turan F. ve Abdulkadir T'nin aralarında bulunduğu bazı kişiler, Gülen ile yemek yemek üzere Altunizade'deki FEM dershanesine geçti.

SANKİ ZEMZEM SUYU İÇİYOR GİBİYDİ

İhbarcılardan biri yemekte yaşananları şöyle anlattı:

“Ziyaretçiler salonda beklerken bir süre sonra Gülen beyaz cübbesiyle ve vaiz sarığıyla salona girdi. Herkes ayağa kalktı ve hocanın yerleşmesini bekledi, sonra hep birlikte yere oturduk. Turan F, Abdulkadir T. ve ben, bize gösterilen yer sofrasına oturduk. Hep beraber aynı kaptan İzmir köfte yemeğini yedik. Gülen, salatadan yedi, dikkat ettim bir köfteyi tam yedi, bir köfteyi ise yarım bıraktı. Bir bardak suyun yarısını içti, yarısını bıraktı. Ekmeğin de yine bir kısmını yarım bıraktı. Belki on dakika, belki daha az sofrada bizle yemek yedi. Daha sonra bize 'afiyet olsun' diyerek, sofradan ayrıldı. O sofradan ayrılır ayrılmaz, Abdulkadir T'de garip bir telaş başladı. Sofrada Gülen'in hemen yanında oturan tanımadığım genc? de öyle bir telaşla atıldı. Abdulkadir T, bir hamlede hocadan artık kalan su dolu bardağı ve yarım İzmir köfteyi kaptı, dualar ve salavatlar çekerek köfteyi yedi ve üzerine suyu içti. Sanki zemzem suyu içiyor gibiydi. Yüzünde kimseye kaptırmadan ele geçirdiği ganimetin hazzı vardı.”

Gördüklerine çok şaşırdığını belirten ihbarcı, Turan F'nin kendisine “Hocanın kerametine nail olmak için yapıyorlar. Hoca pek fazla yemek yemez. Herkesle de yemeğe oturmaz. Ama askerleri çok seviyor, o yüzden bizim soframıza geldi.” dediğini aktardı.

Kaynak: Hürriyet

5 Ağustos 2017 Cumartesi

ByLockçu Hemşireden Eşine “1 Dolar” Notu

Malatya'da FETÖ soruşturmasında ByLock'u kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan hemşirenin üzerinde aynı suçtan ceza evinde tutuklu bulunan psikolog eşine vermek için yazdığı not çıktı.



Malatya'da Fetullahçı Terör Örgütü/Paralel Devlet Yapılanması'na (FETÖ/PDY) yönelik soruşturma kapsamında örgütün şifreli haberleşme programı ByLock'u kullandığı iddiasıyla gözaltına alınan hemşirenin üzerinde aynı suçtan cezaevinde tutuklu olan psikolog eşine vermek için yazdığı, cüzdanında bulunan bir dolarlık banknotla ilgili savunma yaparken söylemesi gerekenleri içeren not çıktı.

FETÖ/PDY'ye yönelik yurt genelindeki soruşturmalar aralıksız devam ederken gözaltına alınan bazı şüphelilerin ev ve üst aramalarında ele geçirilen deliller dikkati çekiyor.

Malatya Cumhuriyet Başsavcılığının yürüttüğü soruşturma kapsamında, İl Emniyet Müdürlüğü Terörle Mücadele Şubesi ekipleri, ByLock kullandığı iddiasıyla kentteki hastanede görev yapan hemşire N.D.nin adresine operasyon düzenledi.

Gözaltına alınan kadının cüzdanında, aynı suçtan ceza evinde tutuklu bulunan psikolog eşi H.D.ye vermek için yazdığı not çıktı.

Notta, eşine cüzdanında bulunan bir dolarlık banknotla ilgili savunma yaparken söylemesi gerekenleri yazan N.D. çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

TAVUK BURGER YEDİK, 9 DOLAR TUTTU YALANI

N.D.nin eşine ithafen yazdığı notta, şu ifadeler yer aldı:

“Bir doları açıklarken şöyle bir savunmamız olsun. Cidde Havaalanında uçağı beklerken yemek yedik (tavuk burger, 2 adet), 9 dolar tuttu. Para üstü olarak da bir dolar verdiler. Bir dolarla üzerimizde kalan bir riyali cüzdanımızın bir köşesine koyduk. Arama yapıldığı gün memurlar bir dolarla beraber bir riyali de gördüler. Bir doları aldılar. Biz de 'Neden bir riyali de almıyorsunuz?' dediğimizde, 'Bizim işimize bu yarıyor, biz alacağımızı aldık, bir riyale gerek yok.' dediler. Ben medyadan defaatle bir doların FETÖ üyeliği için kullanıldığını duydum. Gerçekten FETÖ'yle ilişkin olsa evimde bir dolar tutar mıyım? Ben öğrencilik hayatımdan bu zamana kadar FETÖ'nün ne dershanelerine ne de sohbetlerine gittim. Çevremde FETÖ ile ilişkili kimseyle diyaloğum olmadı. Buna iş yerindeki arkadaşlarım da şahitlik edecektir. Umreden döndüğümüzde bin 200 dolarımız daha vardı. Onu da 'Dolar bozdur kampanyasında' bozdurduk. O bir dolar unutulduğundan kaldı.”

ETKİN PİŞMANLIKTAN FAYDALANMAK GİBİ BİR GÜNDEMİMİZ YOK

ByLock suçlaması konusundaki kararı eşine bıraktığını belirten N.D. notunu şu şekilde tamamladı:

“Eğer ByLock ile ilgili bir suçlama da varsa o konuda karar senin. Kesinlikle etkin pişmanlık yasasından faydalanmak gibi bir gündemimiz yok. Sen FETÖ'cü değilsin, olmadığın bir şeyi kabul edip siciline işletme. Biliyorum, orada dardasın ama ben burada senden 2 kat daha fazla dardayım. Avukatla paylaştığın bilgilerden haberimiz oldu. Boynum büküldü. Yine de canın sağ olsun. Sen iyi ol yeter. Allah'a emanet ol inşallah. Bugünler de geçecek biliyorum, inşallah hem dünyamızı hem ahiretimizi mahvetmeden geçer. Sabırla, metanetle bekliyoruz çıkmanı.”

Kaynak: AA